Gönül Samanyolu’na benzer
Gönülde mayalanır maya tutar kainat
Cennet anaların cemaline benzer
Gurbet olur anasız dünya anasız yürek
Sel olur ne varsa hayata dair şiire dair
Diller dudaklar öksüze benzer
Ah anne sen bir yandasın ben bir yanda
Yıldız yıldız ay sancır gökte
Acılar dertler bir ömrü siler süpürür
Hasret gurbet olur birden
Güller dikeninden kanar anne
Aşklar gözlerin gözbebeklerinden
Dal dal yaprak yaprak kopar günler
Zaman filizlenir çiçek açar yeniden
Ölüm sakindir hep mezarlıklar sakin
Yorgun bir yolcu gibi mezara düşer ceset
Ah anne yaşam demek
Sen demek
Ruhuma siner sıcaklığın kokun
Sonsuza dek
Hamd olsun doğan güne
Hamd olsun nura güneşe
Sensin soluğum benim anne
Sensin sabahım umudum
Sahip ol aklıma anne
Ben daha doğmadım
Şiire başladım burada
Şiir de doğmadı daha
Acı zamanı emzirir
Sen beni emzirdin anne
Ne elim ayağım vardı daha
Ne gözüm kulağım
Soluğun soluğumdu benim anne
Ruhun ruhum
Bir nokta gibi bir virgül gibi
Karnındaydım sıcaktı yerim
Ne aşk vardı ufukta
Ne sevda ne sevgi
Neredeydi gönlüm anne
Neredeydi yüreğim
Ne gülü koklamıştım daha
Ne hissetmiştim dikeni
Ruhunla besledin beni anne
Canınla kanınla besledin
Kainat içimde cenin anne
Kainat içimde cenin
Büyür sevginle çiçek açar bedenim
Rahmindir ana yurdum vatanım
Okşa beni anne
Kokunu içime çekeyim
Hani ciğerlerim anne
Hani göğüs kafesim
Yer çekimimdir anne
Vücut sıcaklığın bedenin
Avuç içlerin yurt bana
Parmak uçların gurbet
Kana kana sev beni anne
Gönülden yüreğe sızar hasret
Nasıl ağlarım anne
Gözyaşlarımı nasıl silerim
Canım sıkılsa anne
Nereye kime giderim
Sar beni anne
Salma gideyim
Ah doğurdun beni anne
Bir bilmecenin içine
Niye ağladım anne
Anlamadım yaşam ne ölüm ne
Felek düşer peşime
Acı ne anne dert ne
Nasıl karıştı ruhum canıma
Artı bir oldu dünya benimle
Güneş batınca göllerde
Yıldızlar yuva yapar kirpiklerime
Ne aşk ne sevda ne sevgi
Kimse anlamaz beni anne
Kilit vur yüreğime gönlüme
Sal beni kendine anne
Bir kartal gibi hür ve dik
Gönlünde yüreğinde uçayım
Konayım memelerine meme uçlarına
Kana kana emeyim
Yuva yapayım ak gerdanına
Dağlara yuva yapan kartallar gibi
Sal beni anne ne olur
Sal dağlara gideyim
Çözeyim içimdeki kainatı
Seni çözeyim
Ne adam olabildim anne istediğin gibi
Ne yağlı bir iş tutabildim
Özelleştirmişler alınyazısını anne
Özelleştirmişler kaderi
Ne var ne yok satmışlar anne
Muz gibi soymuşlar vatanı
Aç kaldım anne susuz kaldım
Gece gündüz uykusuz kaldım
Ortadan bölünen solucanlar gibi
Ortadan bölündüm anne
Ağlama anne çıkış yok
Dünyadan atılmışım sanki
Boşluğuna açlığın
Boşluğuna yoksulluğun
Artık acılar dertler emzirir beni anne
Sokaklar kaldırımlar emzirir
Ne olur doğur beni anne
Doğur beni geriye
Döneyim rahmindeki ana yurduma
Döneyim memleketime köyüme
Duy beni anne duy beni
Sar sarmala tenine
Hoşça kal anne hoşça kal
Oğlunu kapmış çakal
Anne canımı acıtıyor bu dağlar
Dökülüyor koklamaya kıyamadığın saçlarım
Çok zalim çok soğuk bu karlar
Geçit vermiyor anne bu dereler bu çaylar
Sıcak bir bardak çay gibi buğulanır
Yüreğimde özlemin
Bu uçurumlar bu yarlar anne
Ölümden de derin
Hayat kör kurşunmuş anne
Ben nerden bileyim
Kaya parçaları gibi
Dağlardan yuvarlanır cesedim
Uzat ellerini anne
Ruhumu avuçlarına gömeyim
Öldün diyorlar bana anne
Ben şimdi nereye gideyim
Mayınlar döşenmiş kaderime
Aşkıma sevdama sevgime
Toprağım çalınmış anne
Onurum namusum çalınmış
Ne var ne yok satılmış anne
Sonuna kadar satılmış
Sana verecek bir şeyim yok anne
Yüzüm yok yüzüne
Rüzgarlar kefenim oldu anne
Dağlar mezarım
Hakkını helal et anne
Helal et kar beyazı sütünü
Öp beni anne
Doğur beni yeniden
Sal özgürlüğe gideyim
Sal gönlüne gireyim
Kayıt Tarihi : 3.3.2009 08:52:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!