Karanlığın en koyu yerinden doğar güneş
Yarasayı korkutan işte tam o zamandır
Şafak vakti geceden ışığı sağar güneş
Çakala cüret veren etraftaki dumandır
Gece sabaha gebe, gündüz ise meçhule
Her gecenin sonunda yüce divan kurulur
Sis perdesi kalkınca pişmanlık da nafile
Çakallığın hesabı her çakaldan sorulur
Her aydınlık bir vicdan kapısını aralar
O kapıdan girilir asalet ülkesine
Hiç bitmezmiş sansa da geceyi maskaralar
Dayanamaz karanlık ışığın zerresine
Erdemli kişilerin gözü gönlü tok olur
Acından ölür amma kemik peşinde koşmaz
Arkasından önünden havlayanı çok olur
Vakar ile yürüyen çıktığı yoldan şaşmaz
Menzile varmaz belki tutulan yolun sonu
Hedefe değebilmez, elbet her atılan taş
Ar damarı çatlayan bilemese de bunu
Asalet, onur ile yürümektir arkadaş
*
Ben bu yola başımı koyduğum andan beri
Varlığa varlık demem, yokluğa yokluk demem
Yüksekten korkan insin, dönsün gerisin geri
Alçaklık korkusu var bende, ölsem inemem.
Ekim’ 2010
Hasan ZekiKayıt Tarihi : 19.10.2010 01:28:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!