Arsız karanlıklar, bitmeyen hüznü hep yüreğime akıttı
Boynum hep bükük, güzlerim yaş dolu
Dağ doruklarından
Esen yel
Bağlardaki güller
Derdime ilaç
Haziran’da ayaz
Baharımı, yazımı sardı
Her an bana zemheri, her an bana gücük
Yaşamı kucaklamak istiyorum, el attığım her yer mezar
Anlatsam, mısralar yetmez, beni saran dert kucak, kucak
Sevinç yüklü değil yüreğim, acılar vadisi, acılar girdabı
Görülmemiş bir hazan sardı tüm baharımı
Kötü yaşamım gibi
Belâsı bol
Soğuğu çok
Her mevsimi
Kara kış
Acıları bitmeyen
Toprağın
İnsanıyım
Her yer mayınlı
Her yerde tank-top var
Hiç sormaya ne gerek yok
Şırnak, Tatvan, Uludere, Kars burası
Ezilen çiçekler
Yakılan-yıkılan ocaklar
Öksüz ve yetim çocuklar çok
Bu dünyada kimi efendi kimi kul, kimi güçlü kimi mazlum
Görünen yaram büyük ve derin, gecem koyu karanlık
Bana aydınlığı, bana günü sormayın
Onlara çok yabancıyım
Onları
Hiç
Bilmem
Ama umutluyum
Bekliyorum, o gün o aydınlık gelecek
Acılar boynumda takılı bir kementte de olsa
Çığlıklarım, gözyaşlarım, ahlarım elbet bir gün dinecek
Alnımda ter damlası, yüreğimde özgürlük sevdası var
Kulağımda öldürülen çocukların sesi yankılıyor
Ellerimdeki kelepçe izi
Geçmiyor
Dünyayı
Halklara zindan edenler
Ülkemizi cehenneme çevirenler bilsinler
Her gecenin bir gündüzü, her hükümdarlığın bir sonu var
Mehmet Çobanoğlu
29.06.2018
İstanbul
Kayıt Tarihi : 29.6.2018 17:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!