Sinemde yangınım, sözümde kül olur.
Özümde bir sancı, yüreğimde gül olur.
Aşkla dolsa da her gönül, âh u zâr olur...
Gül mü aşk, sen mi gül-i zâr; anlamadım ki.
Geceye sarılır her bir düşünce,
Gözlerim kanar da bakar seni görünce.
Sırlarla örülür aşkın her gece...
Sır mı senden, gece mi benden; anlamadım ki.
Düş müydü yüzünde solan o tebessüm?
Gizli bir hicran mı, yoksa son bir sözüm?
Ben miydim aynanda kırılan yaşlı gözüm?
Göz mü ayna, sen mi yaş; anlamadım ki.
Kalemimden dökülen her bir hecede,
Adınla titredi dilim gökyüzünde.
Bir sen varsın sanki yıldızların içinde...
Sen mi yoksun, adın mı bilmece; anlamadım ki.
Gönlümde bir yelken, fırtınası sende,
Savruldum isimsiz bir liman içinde.
Rüzgâr mıydı, yoksa yıkılan bu tende?
Ten mi ben, sen mi rüzgâr; anlamadım ki.
Bir adım atsam da, yok sonu sokağın.
Kıvrılır kalbimde ıssızlığı yolların.
Yalnız mı bıraktın, yoksa ben miyim enkaz?
Harabe mi sen, ben mi zelzele; anlamadım ki.
Zamandan kopmuşum, çağlara küskün.
Bir bakışın yetiyor; sanki bin yıllık hüzün.
Gözlerinde sustum, kelâmım da var gülüşün.
Ömür mü sen, ben mi hüzün; anlamadım ki.
Bir yanda vuslatın, bir yanda hicran...
Aynı tende ağlar hem gam, hem ferman.
Bu gönül neylemiş böylesi bir harman?
Ferman mı aşk, aşk mı gam; anlamadım ki.
Kayıt Tarihi : 9.5.2025 19:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!