Baba bu gün baktım bizim dağlara
Mor sümbüllü çiçek açmış ağladım.
Hüzün çökmüş o yemyeşil bağlara
Bel bereket niye kaçmış anladım.
Koyunlar kuzular meleşi kesmiş
Bakkalcımız ıbıt beleşi kesmiş
Gürgen dikmeleri güneşi keşmiş
Puğarda suyu inek içmiş ağladım.
Baba duruyormu bileki taşı
Ne güzel olurdu ekmeği aşı
Şimdi fındık dolu gaştarla başı
Kazıklarda tel açıtmış ağladım
Hani bazen derdin "acap noliya"
Tas tutardık su toplardık doluya
İneği sağarken bakır kovuya
Süte biraz alaf kaçmış ağladım
Anam gün be gün yayık yayardı
Tereyağlar altın gibi sarardı
Şimşek çakar hava birden karardı
Tarladaki hendek taşmış ağladım.
Harmadaki duvar yıkılmadanca
Betondan bir harman yapalım amca
İşlemez gavura tüvek dabanca
Evi kara Fatma basmış anladım
Bu evi yeniden yıkıp yapmalı
Bu mekanı neden niçin satmalı
Baba ocağıdır baca tütmeli
İçimdeki hüzün yasmış anladım.
Muhteşem manzara hemde bedava
Birkaç rütuş ile döner adama
Kuş sesleri gelsin benim odama
Bu toprak babama hasmış anladım.
Ben ölürsem üşüşmeden akbaba
Mezarımı derin kazsınlar baba
Ne dost kalmış bize nede akraba
Kimler bize kefen biçmiş anladım.
Allah ömür versin bulup selamet
İşi işlemekte asıl maharet
Tarla tapan ev bark mal mülk emanet
Gayret boşa hemde hiçmiş anladım
Sezâiyim sayın gurbet kuşuyum
Kimi zaman olur sabır taşıyım
Toy kurulur bende halay başıyım
Dünya bir içi boş tasmış anladım.
Kayıt Tarihi : 14.5.2021 22:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!