yüzümü serdim yüzüne
bir Tokat ninnisi antik
çölden doğan çay
gürül gürül güz
hep daha derine
ve baş aşağı
bir çocuk vardı Urla’ya doğru
gözleri ok kudret gergili
haziranda Kocadağ’a çıkardı
bildin mi
hep de kendi sapağına yaylım ley
ilk atışta bir tıpırtı vurduydu
şimdi onun sol döşünde gömülü
düş yanımdan uyandı sabah
ölümün aç ağzı akşamdan hazır
iki temmuz durağında atlıyor arabaya
neden senin gözlerin toprak rengi H.
ellerin taşıl
çıkınımda bir öğünlük madımak
bin yıl yeter ikimize üzülme
susayınca gözlerinle işmar et
mataram Sivas’a doğru Ayvaz’lar taşır
akşamları Urla Ankara kokar
orda bir Erciyes vardır Hoşe mi Hoşe
az kalmıştır yirmisine
dilleri Kürt düğünüdür tilili
bir bulut dağılır her gün Kocadağ’ın yüzüne
adı ben:
Öveçler’den inemedim
keten köynek giyemedim
ben Hoşe’ye gelemedim
gözlerimi bir vadeye yatırdım M.
gözlerim kumar
kaybetmeye az kaldı biliyorum
düş ipliğine bağlı uçurtmayı
salarım göğüme her gün
bileklerim zayıftır fersizdir amma
bir atın rahvanını sıkıca tutar
ben ki Deveci’nin Dervişi
düşe kanka bir yolu düşe kalka yürürüm.
Ali Tekmil / 11.07.2016- Konak.
Ali TekmilKayıt Tarihi : 16.8.2016 22:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!