Yaşarken seninle Anadolu’m
Dolu dolu sevgini,
Acıları sakladık içimize
Belli etmedik hiç!
Kaderini kaderimiz bildik,
Acılarını acımız…
Ozanların diliyle, sazının teliyle
İçimizi döktük
Ve herkese kardeş dedik.
Yolumuzu birlikte açtık
Saldıran kurt sürülerine karşı ve
Karanlık kafalara direndik.
Zavallıları gördük ama zavallı olmadık hiç...
Dertlerini paylaştık birlikte
Serhat şehirlerinde kader birliği ettik seninle
Taş döşeli geniş caddelerinden
Köylerine yürüdük bata-çıka...
Dik çatılı, kalın duvarlı,
Heybetli kalelerinde dalgalandık,
Bir can, bir kan olduk yüreklerimizde.
Anadolu’m!
Neler aldı götürdü yıllar bizden bir bilsen;
Ne verdiğini sormayacağım, ben biliyorum onu,
Bitmeyen yollarınla gündüz-gece
Kara trenlerini çok bekledik gelsin diye…
Gece yarılarından sabahlara,
Yolculuğumuz sürdü yaz-kış
Uzayıp giden ıssız ve karanlık yollarında…
Bitmeyen duyguların seliyle
Yollarını aşındırdık hep yıllarca
Uzun kış gecelerinde ısındık.
Hayallerimize sığındık kimi zaman
Hep yarınlarda dedik, gelecek elbet dedik,
Beklettik, ümitle, sabırla
Demlendi düşlerimiz yıllar ve yıllarca
Bembeyaz örtün altı ay kalkmadı üstünden;
Kimi zaman sabrımız taşıp da
Futbol oynamadık mı diz boyu kar yığınlarında?
Aldırmadık, buz kesen ayazına…
Göz kirpiklerimiz buzlandı.
Bıyıklarımızdan buzlar sarkarken
Çeşme başında sıramızı bekledik.
Kimi gün sıcacık.
Taze lavaşlarının tadı kaldı damağımızda.
Kimi günse donan ekmeğini dilim dilim ısıttık,
Dayandık, katlandık,
Koşullarına aldırmadık…
Zorluklar ve yokluklar kaderimiz oldu.
Yetmezdi, yetirdik.
Çok isterdim çaresizlere çare olmak.
Ama ne çare ki çoğu zaman, kendimiz de çaresiz değimliydik,
Beyler den ne kalırdı ki bize!
Aç gözlü, hainden
Ağadan, beyden paşadan
Yakamızı kurtaramadık ki hiç…
Eller gibi dolaşamadık Anadolu’mda
Tadını çıkaramadık, yetindik.
Doğan güneşle birlikte
Acıları dindirmeye çalıştık
Yılmadık, geri bakmadık,
Cehaleti yenmekti asıl amacımız,
Karanlıkları aydınlatmak…
Yoklukları yok etmek…
Ele güne karşı geri kalmadan,
Avuç açmadan halden bilmeyene.
Alnımız açık yüzümüz ak olsun istedik.
Katlandık her acıya, her yokluğa.
İç içe yaşadık hep seninle,
Kopmadık asla ne senden
Ne de tarihinden…
Anadolu’m!
Neler alıp götürdün bizden bir bilsen;
Ne verdiğini sormayacağım, onu ben biliyorum.
Baharı beklerken bir gün,
Renga renk güllerle, çimlerle donandın.
Sessizce mis kokuları yaydın dört bir yana…
Kucak açtın dost oldun yalnızlara.
Ozanların dilinden düşmedin hiç…
O kadar çok sevdik ki seni
Acılarımızı kederlerimizi unuttuk.
Dalgalanan denizlerden haber saldın.
Bulutlardan bereket…
Canıyla, dişiyle, tırnağı ile çalışan,
Avunduk bir gün diye…
Serin yellerinle okşadın yanağını
Uçan kuşun kanadına yükledin de
Getirdin, gönüllere şenlik.
Bu gün
Kalbimiz yanık olsa da
Saçlarıma aklar düşmüş olsa da
Yaşayamadıklarımdandır,
İsteyip de yapamadıklarımdan.
O kadar çok ki!
Yaşayamadık, kaygısız, kedersiz,
Özgürlüklerini doya doya…
Türkülerinde coştu duygularım.
Anadolu’m!
Neler alıp götürdün bizden bir bilsen;
Ne verdiğini sormayacağım, onu ben biliyorum.
Umutlarım hiç solmadı,
İçimdeki ses hiç susmadı.
Kara çarşafları serdiler,
Başına doladılar özgürlük diye
Çağın aydınlığını sıvamak için…
Güzelliklerine nasıl da kıydılar,
Bozkırları ortaya serdiler,
Göklere uzanan dalların nerde?
Kuş konmaz kervan geçmez susuz ve kurak
Bir kaftan giydirdiler
Üzüldük…
Güneşin hiç sönmedi Anadolu’m
O Samsun’dan doğan Güneş var ya
Yüz akımız,
Özgürlüğümüz, onurumuz…
İşte o sevda bizi bağladı sana.
Acılarını bal eyledik
Dostların dilinde, gönül pirinde
Canları can bildik de
Geldik dünden bu güne
Çok yıprandık Anadolu’m çok…
Anadolu’m!
Neler alıp götürdün bizden bir bilsen;
Ne verdiğini sormayacağım, onu ben biliyorum.
Ben içli dışlı oldum seninle,
Ekmeğimi sende aradım, durdum.
Sınıf kürsülerinde sesim,
Tarlalarında izim kaldı.
Asla sitem etmedim sana;
Ama yönetenlere değil!
Heba olan emeklere, alın terlerine yandım.
Emekleri çalınanlara,
İsyan ettim ama sessiz,ama haykırarak;
Şakaklarıma yağan kar değilmiş.
Meğerse!
Yılların izi,
Hayalleriymiş…
Hedefe ulaşamayan bir yarışçı,
Savaşı yarı yolda bırakan bir savaşçı gibiyim.
Bayrağı teslim alacak kim?
Nerde Ata’nın izcileri?
Ben kiminle göreceğim ufukların ötesini?
Kim sardı başımıza bunca belaları?
Köhne zihniyetler …
Bunca dertler çözüm beklerken!
Anadolu’m!
Neler alıp götürdün bizden bir bilsen;
Ne verdiğini sormayacağım, onu ben biliyorum.
Kayıt Tarihi : 31.8.2008 19:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!