İşte ana bak ben oğlun, biçare,
Bu gurbette her şeye hasretim.
Babaya zaten, sana hasret.
Sabahları pişirdiğin togaya hasretim.
Usandım bu hayattan, çok gençken,
Bir tat duyamadım anacığım;
Seni görmeye hasretim.
Niçin bilmem baharda gülmez yüzüm;
Bırakmaz bağlamış doğuştan hüzün.
İnan ana bu evde uykusuzum;
Gurbette sersefil yaşıyorum.
Hasretim ana pişirdiklerine,
Hasretim günden güne.
Hayalimde kalan ahşap köy evi;
Sana da hasret gurbetin Ahmet'i.
Bir gece rüyama gir ana;
'Oğlum' de kucakla öp beni.
Yaşlı anam ağlayıp üzme kendini;
Her uykuda rüyama gir ki;
Benim de anam olduğunu hatırlayayım,
Senin sıcaklığını ruhumda bir duyayım,
Belki biraz daha açılır, ferahlarım..
Yemeklerinin kokusu geliyor burnuma:
'Oğlum çorba ye' dedin rüyamda
Uyandım, karnım doymuş gibi,
Alışamadım gurbete gitti..
19 Mayıs1974
Noter n. 3616
toga: Anadolu'da bir çorba çeşiti.
Kayıt Tarihi : 7.12.2007 21:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

yemekler bile özlenir olmuş bu demektirki
özlem büyümüş en acilinden gidip görmek lazım
saygılar sevgiler annenize ve size..
Tebrikler Zerrin TAYFUR...
ana hakkı ödenmez,
ana gibi yar olmaz,
ana başa taç imiş demişler, atalarımız,
analar için en güzel dizeleri işlemişsin kaleme ,kalemin tükenmesin abim, selam ve dua ile,
TÜM YORUMLAR (3)