Duvarıma hüznümle çizdiğim senin resmin
Dudağıma gözümle yazdığım senin ismin
Mecnunlar çölleri geçmiş
Bu bendeki sevda mı ki
Ferhatlar dağları delmiş
Bu bendeki sevda mı ki
Fuzuli destanlar yazmış
Hasrete uzanan bu garip yolda
Hesaplaşmak ise bütün meselem
Ne diye oturup vuslat beklerim
Hasrete uzanan bu garip yolda
İntikam sarmışsa kahpe sebebi
Kimsesizlikle yoğrulmuşum belli
Doğarken yorgun düşmüş anamdan.
Ne zaman kimi sevmeye kalksam,
İtinayla paketlenmiş bir ayrılıktı
Doğum günü hediyem…
Şimdi bu SON dediğim,
Ben şaraptan dökülen bir damla kırmızıyım
Sezemedim yıllarca rengini gökyüzünün
Sen günahkâr aşkların başrol oyuncusuyken
Bilmezsin manasını yalnızlığın, hüzünün
Ben yağan yağmurları göz hapsine alırken
Suçum yaşamak oldu hüznü, kederi, derdi
Cezam hasret akıtmak gözlerimden ebedi
Sevmek kahroluşlara apaçık bir davettir
Severse eğer insan vazgeçmiştir dünyadan
Sevmek feda etmektir bir ömrü sevgiliye
Sevmek istemeyerek düşünmektir durmadan
Nice güzeller gördüm hiçbirini sevmedim
Dün gibi aklımda yaşanan her şey
İsterdim bitmesin onca güzel şey
Duvaklı gelinim oluşun rüyam
O gün olacaktı bu gence bayram
Daha bitmemişken sevda mevsimi
Yalnızlık odunda yanan biriyim
Bir dost gülüşüne hasret kalmışım
Zemheri ayında bahar seliyim
Zamanı şaşırmış taşamamışım
Çıkmayan sokakta kalan biriyim
Dert yolunu şaşırdı karanlık kaçtı gece
Hüzün istifa etti gece beni görünce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!