Kime ithaf etsem, kime mal etsem,
Sen diyor dostlarım, sen diyor eller.
Kime ne söylesem, kime ne çalsam,
Sen diyor nağmeler, sen diyor teller.
Ne zaman sazımı, elime alsam,
Çok pişmanım sevgilim,
Ararım seni.
Hayalimde, rüyamda,
Sararım seni.
Çok pişmanım sevgilim,
Ararım seni.
Tam arıyorken, bulmuşken,
Tam tanıyorken, sevmişken,
Hiç kusuru yok demişken,
Huyu mu çıktı?
Kız sana bir şeyler oldu,
Sevgilim sen affet, affet bir daha,
İnan üzmem seni, seni bir daha,
Olmuyorki sensiz, yaşanmıyorki,
Ölürüm kaybetsem, seni bir daha.
Yazılmış yazım var, gel bak alnıma,
Gel, gel yavaştan,
Gel, sev en baştan,
Gel, kaçma aşktan,
Gel akşam oldu.
Gel, ben barıştım,
Mahkumun edipte, gönül evinde;
Etrafımı ördün, yalan üstüne.
Sevdamı, gönlümü, sermaye yapıp;
Hesabımı gördün, talan üstüne.
Sanmıştım yazım, sanmıştım melek,
Üç beyaz gördüm, dünkü rüyamda;
Biri gelinlik, birisi bulut, biri Kırat’dı.
Bir de ev ördüm, üç beyaz taşla;
Biri delilik, birisi umut, biri Surat’dı.
Soğuk seher yeli, çiğler dökerken,
Şimdi çalacak sazlar;
Gelin oynayın kızlar.
Halaylar, danslar, cazlar;
Gelin oynayın kızlar.
Yaşansın bütün yazlar,
Kem talihi, kaderimi,
Açan iştir, bu Haziran.
Aşksız çarpan, saf kalbimi,
Yakan taştır, bu Haziran.
O yazın o, ilk ayında,
Müdürüm,
Ellerinden öperem...
Nasılsınız, iyimisiniz...
Şiirler ölmez derlerdi inandım valla yine inandım...
Eski günler geldi aklıma...
Hala en iyi müdürüm sensin...