Alp Er Tunga Şiiri - Gürkan Aykut

Gürkan Aykut
125

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Alp Er Tunga

Saka yurdunun şanlı hakanı,
Yüce bir alp doğdu turanlı kanı,
Akınlarla, cenklerle doldu zamanı,
Destan gibi yaşar Alp Er Tunga.

Çelik yürekli, güçlü elleri,
Bozkırda gürlerdi onun dilleri,
Tuna gibi akar, coşar selleri,
Engin ruhlu hükümdar, Alp Er Tunga.

İran’a uzanır mızrak gölgesi,
Keyhusrev’le çarpışır zafer sesi,
Med diyarı titrer onun nefesi,
Kılıçtan bir rüzgâr, Alp Er Tunga.

Kurt bakışlı cengâver, güçlü yüreği,
Zafere meftun halkının direği,
Divân-ı Lügat’ta seslenir yüceği,
Seslenir o sagu: “Öldi mü Tunga?”

Kutadgu Bilig’den taşar ünü,
Firdevsî Şehnâme’de anmış onu,
Atasının izinde Saka boyunu,
Efsaneler önderi, Alp Er Tunga.

Yuğ töreninde gök kubbede ses,
Acı feryatlar, yüreklerde iz,
Bir hileden bir gecede söndü nefes,
Yırtılır gönüller, Alp Er Tunga.

Savaş meydanında kalmadı gölgen,
Dünya sahipsiz kaldı diyen,
Öç tutan korkak, zaferi bilen,
Destanlara kavuştu Alp Er Tunga.

Turfan’dan yükselir kadim hatıra,
Bezegelik duvarında kanlı suret dura,
Adın anılır, diller bitmez duaya,
Türk’ün büyük yiğidi, Alp Er Tunga.

Gizli tuzakta yitirilen can,
Zorlu yolları aşmış ulu hakan,
Mazide ebedî, çağları saran,
Mirasın kutlu kalsın, Alp Er Tunga.

Gürkan Aykut
Kayıt Tarihi : 28.2.2025 23:10:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Bu şiiri yazmaya karar verdiğim gün, bozkır rüzgârlarının taşıdığı binlerce yıllık Türk yurdunun sesi içimde yankılanıyordu. Tarihimizin derinliklerinde saklı duran o büyük kahramanın, Alp Er Tunga’nın izlerini takip etmek, atalarımızın nasıl bir iradeyle bu coğrafyayı baştan başa fethettiklerini anlamamı sağladı. Divan-ı Lügat’it Türk’ten, Kutadgu Bilig’e; Şehnâme’den, Orhun Yazıtları’na kadar uzanan o görkemli geçmişi okurken, göğsümde tarifsiz bir gurur yükseldi. Her bir satırda, yüzyıllar öncesinden gelen bir yiğidin sesi vardı sanki; kılıç şakırtılarını, at kişnemelerini, zafer naralarını duyar gibi oldum. Ben bu şiiri kaleme alırken, kanımda dolaşan o inatçı bozkır ruhunu hissettim; sanki Alp Er Tunga’nın ordusuyla birlikte at koşturuyor, kahramanların yuğ törenlerinde onlarla birlikte yas tutuyor, zafer meydanlarında kılıç sallıyordum. Elimde kalem değil de cenk meydanında bir mızrak tutuyormuş gibi titredi yüreğim. O an anladım ki biz Türkler, bir asra ya da bir çağa sığamayacak kadar büyük bir mirasa sahibiz. Ve bu destansı geçmişi yâd etmek, onu kaleme dökmek, ruhumda dalga dalga kabaran milli hislerimi coşturdu. Alp Er Tunga’yı yazmak, benliğimi tarihimizin şanlı sayfalarına mühürlemekti. Bu yüzden her dizesinde, damarlarımda dolaşan atalarımın gücünü ve ihtişamını hissederek yazdım; umarım okuyan herkesin göğsü de aynı gururla kabarır.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!