* Alnının Çatına Yazar Babam, Şiirlerini

Fatma Doğan
183

ŞİİR


8

TAKİPÇİ

* Alnının Çatına Yazar Babam, Şiirlerini

ALNININ ÇATINA YAZAR BABAM, ŞİİRLERİNİ
#fatma doğan
Soluğun, soluğumun namlusunu tetikler,
yıldırımların tokat gibi çarpınca yeryüzüme.
Her nefesinde, bir zerrem irkilir babam,
Gömüldüğüm yerden çatlar alnının çatı, çatır çatır.
Varlığın, toprağıma üfler kızıl nefesini hu, hu.
her hazan dökülse de, yapraklarım sarı, turuncu.
Yeşillenir, yenilenir sana dair düşlerim diri ve dupduru.
dört bahara döner çarkıfelek misali, mevsimim,
köklenirim salkım saçak, gölgenin altında ulu çınar!
tomurcuk yürür dallarıma,
çiçeklerim sarılır ellerine, öpmek için tütün kokan avuçlarını.
/
Soluğun, soluğumu keser yıldırımların şavkıyla, babam!
Bir yakar bir dondururdu bakışların, dünyamın kutuplarını bir uçtan bir uca.
Kuzeylerim donarken buz buz,
senin masmavi gözlerinin güneyinde durulurdu hırçın deniz.
öyle kristal damlalı şiirler dizerdin ki alnındaki çizgili deftere,
Şakaklarının sahiline yatar uzanırdı,
gönlü yorgun ama bir o kadar telaşlı ve teri soğumuş şiirler,
Biliyorum, hıçkırığının kapı eşiğinde beklerdi gözlerin,
derdim ki hep, ha ağladı ha ağlayacak babam.
Ama hiç ağlayamazdın, koca çınar,
Çınarlar ağlamazdı hiç, değil mi?,
alnının terinin tuzunu emebilirdi yalnızca onların gözbebekleri.
Ondan sebep sızlardı burnunun direği,
ondan sebep kızarırdı gözlerin, kızıl lavlar misali,
utanırdı başını eğerdi önüne edep edep dillerin.
Ah! Kocamış ömrüne neler sığdırdın da bir oh bile çekemedi dilin, gönlünce doya doya,
Hep içini oydu ofların, keşkelerin kurt gibi,
kemirdi içten içe yedi bitirdi gövdeni koca çınar,
Kim bilir kaç baharın yeşili dokunmadan geçip gitti, kül rengi saçlarının kırına.
Kim bilir böylesine dik ve mağrurken başın,
hangi karabasanlar çöktü beline, börküne böylesine ağar.
Ah bilsem, kocamış gönlüne neler, ne ayazlar sığdırdın be babam,
kolların dallarından bile, nasıl hala böyle iri ve gür,
gölgen nasıl hala böyle yumuşacık sarar beni ,
bedeninden taşar böylesine heybetin.
/
Hiç ağlamazdın ya, doya doya gülseydin bari babam,
ne olurdu ,bir yudum çay içseydin keyifle bacağını hayatın üstüne atıp,
Rüzgar karıştırırdı belki çayının şekerini,
Hazan alır götürürdü gönlünden, sarı ve turuncu yorgunlukları.
Biliyorum kaç bardak içersen iç, bitmez yine de demliğinde ,
odun ateşinde demlenen hayatın acısı.
ama olsun sen sağol, hep yanı başımda dursun bir elin.
Soluğun, soluğumu tetiklesin her dem namlusunda baharın.
Varlığından, köklerime can suyu gibi rahmet sızar, beş vakit dualarında
Sürerim yol bulsam şimdi atımı babam, şakaklarındaki bozkırlara,
Ne derin anlamlar var alnında, derin vadiler, depderin uçurumlar,
Ama bir o kadar huzura bulanmış, tütün kokan sayısız hatıralar
Bir yol bulsam sürerim atımı, alnındaki şiirlere, babam
Orda masmavi gözlerinde oynayan çocukluğum var,
Bir yol bulsam sürerim atımı, gözlerinin mavisindeki denizlere babam,
Orada sen varsın, orada ben varım, orada kokuna saklanmış huzur var.
(FATMA DOĞAN 17.03.2025/TURHAL)

Fatma Doğan
Kayıt Tarihi : 17.3.2025 12:59:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!