Yazmaya nereden başlayacağımı bilmediğim, yazdıkça da sonunu getirmek istemediğim o şiiri tekrar kaleme alıyorum..
Hayatta her şey yanılttı beni, hesaplar şaşırttı.
Artık kaçmak için daha da çok yer arıyorum kendime.
Kimselerden değil, kendimden kurtulamadığımı öğrendiğim o günden bu yana.
Düşünmeye gerek olmayan ne varsa, kafamın içinde.
Tadı tuzu olmayan şu hayatta, biraz da kafiyesizlik bulaştı şiirlerime.
Ölümler izliyorum; hangisi, hangisi daha acıklıydı, hangisi daha sert oturdu sol yanıma diye düşünüyorum..
"Henüz gençsin, önünde uzun bir yol var" diyenlere durumu izah etmek zerrece içimden gelmiyor.
Dili oluyorum suskunlukların, konuşulamayan ne söz varsa ‘ben’ oluyorum.
Biraz da kırgınım dilime; tercüme edilebilecek harfler yok alfabemde.
İşte bu yüzden ne varsa içimde, öylece duruyor.
Ayrılığı hüzne, aşkı acıya, güvensizliği ihanete yakıştırıyorlar.
Güzel olan neyi varsa koparılmış bu hayatın; eksikliği oluyorum o en köşelerde.
Yaşamak denen şeyden korkuyorum tüm bu olanlardan sonra.
Boyu boyumu aşan bu gerçekliğiyle, yaşamak bana göre değil.
Affı en başta kendimden diliyorum.
Her bir yaşanamamışlıktan sonra kendime verdiğim sözleri tutasım gelmiyor artık içimden.
Bırakıyorum gökyüzüne o azim dolu süslü istekleri; kimsenin de tutası gelmiyor.
Çünkü biliyorum, istediği her şeyi elde edebilir insan; fakat elde etmek için verilecek olan çabayı kimseler vermeye razı değil.
-Biraz da bu yüzden kendimi unutmuşluğum.-
Sayılar bütünüyle anlamını yitiriyor, sanki hiç yaratılmamış gibi;
Gözle görülenin yokluğunu kimseye ispatlayamıyorum, eksikliğini bütünüyle hissederken.
Biraz da bu yüzden sayısızca uyanıyorum gece yarıları; alarmı yüreğimde olan.
Nefesim daraldıkça, o ardını göreceğime inanmadığım gece yarılarında (her gece) bir ağlamaklı oluyorum, alıp başımı gidesim geliyor..
Meylediyorum gitmelere.
Geceleri bedenim daha da sert sızlıyor; her defasında odamın ortasında, dizlerim güçsüzlükten çökmüş bir şekilde buluyorum kendimi.
Henüz küçük bir kız çocuğuyken, kulağımın dibinde her istediğini çığlıklarıyla elde eden akranlarım yüzünden irkildim;
Bir kez olsun gerektiği yerde çığlık çığlığa yardım istemeyi öğrenmeye.
-Ben bilmiyorum insanlardan yardım istemeyi.-
Allah, bana varlığını tüm bu yaşanmışlıklarla ispatlıyor.
İnanıyorum..
İnanıyorum, bu dünyanın bir cehennem olduğuna.
İyi insanlar biriktireyim derken, en büyük korkularımdan biri oluyor kayıplıklar.
Galiba sınanıyorum; alışılmış, yaratılmış olanların ebedi yokluklarıyla.
Bu sebepten, biraz da sevmeye aç kalıyor insan.
İstanbul’un inançsız âşıkları duâ dilenir oluyor;
Anlıyorum, daha da fazla sınanmaktan korktuklarını, içten içe inandıklarını.
Bir kaldırım taşının yaşanmışlıklığı kadar ağır oluyor kiminin aşkı.
Ne varsa toprağımızın içinde, sanki en çok acıdan ve hissetmekten yaratılmış gibi;
Hissediyor insan, iliklerine kadar yaşananları.
[ 16 Nisan 2025 ]
Kayıt Tarihi : 25.4.2025 11:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!