Aliseydi Taşdemir Şiirleri - Şair Alisey ...

Aliseydi Taşdemir

GENEL GREV,GENEL DİRENİŞ


Yılardır işçi sınıfı ve emekçilerin önündeki örgütlenme ve sendikalaşma engeli adeta her gün biraz daha hak gaspı yapılarak parçalanmaya çalışılmaktadır.

Yani kapitalizm karşısında kendi mezar kazıcısının bir güç olmasını istememektedir. Bir aydan fazla bir zamandan beri sürmekte olan tekel işçilerinin direnişine bu açıdan baktığımızda sınıfın üzerindeki ölü toprağını kaldırması açısından bir ivmedir.

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Tarihe baktığımızda, sorunun kaynağına inip neden bir sorun olarak ortaya çıktığını geniş bir şekilde araştırdığımız zaman. Tüm nedenleriyle birlikte dinsel, sosyal, ekonomik, siyasal vb ortaya çıkıyor. Bu konuda çözüm dendiği zaman farklı bakış açılarından farlı yorumlarla karşılaşılıyor.



Kadın sorunu dediğimiz zaman öncelikli olarak kadınların sorunun tarihsel nedenlerini bilme ve bu bilinç çerçevesinde hareket ederek toplumsal yaşamı yaşanır hale getirmek zorundayız. Kapitalist toplumda kadın sorunu sömürü çarkının bir parçası olarak algılandı eşit bireyler olarak çözüme kavuşması olanaksızdır.Bu kapitalizmin kadını meta olarak algılamasındandır. Bu durumu değiştirmek kadın –erkek birlikte mücadeleden geçer. Birlikte mücadele olmadığı sürece sorunun çözümü zordur.

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Toplumumuzu aydınlatan ve Anadolu topraklarından barışı ve kardeşliği pekiştirmeyi sağlayan tarihi yükümlülüklerini en iyi şekilde yerine getiren ve aynı zamanda da bizden sonraki nesillerimize bu güzel Anadolu topraklarında,barışın,sevginin ve insanlığın kazanımlarını aktararak ideal bir yaşamın tohumlarını eken aydınlarımız maalesef düdüğün çalmasıyla birlikte bu ideallerine ne kadar bağlı ve samimi olduklarını gösterdiler.

Ortaya çıkan tabloda insanlarımızı aydınlatmak yerine köşelerinde savaş tamtamları çalmaya başladılar. Halkı yaptıkları programlarla ve köşe yazılarıyla öyle güzel aydınlatıyorlar ki; insanlar farklı milliyetten oldukları için birbirinin boğazını sıkmamak için kendi kedilerini zor tutmaya başlıyor.
Yapılan aydınlanma sonunda ‘’ne mutlu türküm diyene’’ demediği için potansiyel düşmanlar yaratılarak devam ediyor aydınlanmamız…!

Aynı aydınlarımız çok önemli yazar çizer takımından olduklarından masa başına geçtiklerin de eline kalemi alıp ordunun nasıl operasyonlar yapacağını ve nerden nasıl savaşacağını ve kimleri nasıl yok edeceğini ballandıra, ballandıra anlatıp veya köşelerinde yazarak halkı çok iyi bir şekilde aydınlatıyorlar. Bu aydınlarımız olmazsa bilgisiz cahil kalacağız.Allah başımızdan eksik etmesin aydınlarımızı.

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Doğu Anadolu da özellikle karşılaşılan sorunlar sadece batılı ülkelerin kışkırtmasına dayandırılabilinirmi. Yoksa görmezden gelinerek üstü sürekli küllendirilmeye çalışılarak ‘’eğer biz tanımıyorsak bu sorun yok demektir’’anlayışıyla hareket ettiğimizden dolayı kedi kendimizi eleştirip doğru çözümler mi üretmeliyiz.

Bu son yıllarda Ermeni,Kürt,Süryani ve son olarak gelişim içerisinde olan Alevi sorunu birden bire yenimi ortaya çıktı. Aslında bu sorunlar yılardır devam eden fakat bir türlü görmek istemediğimiz sorunlardı.Herhangi bir etnik unsurun penceresinden değil bağımsız ve objektif bir bakış açısıyla soruna yaklaştığımızda sorunların çözümlenmemesi diye bir sorun kalmaz.

Tarihe baktığımızda 1839 ile 1919’lara dönem içerisinde bir çok doğu vilayetinde Ermeniler çoğunlukta. Bunlara örnek olarak Erzurum,Bitlis,Sivas,Van ve Diyarbakır verilebilir.(bkz.Kieser,Hans –Lukas,Der verpasste Friede.Mission ehtnie und stat in den Ostprovinzen der Türkei 1839-1938 Zürich)

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

'İnsani olan hiçbir şey bize yabancı değil'.(Marks) Din ve milliyetçilik aynı şeyler değildir. Sosyalistlerin en büyük yanılgısı dine mesafeli durarak onu öğrenmemek oldu.Eskiden bugünkü ulusalcıların bakış açısıyla dine yaklaştılar. Yok öyle bir şey olmamalıydı.Ülkemiz gibi dinin hayatın her alanına sızdığı bir ülkede,halkla iletişim kurabilmek için bunu çok iyi kavramamız gerekiyordu aslında.Bir somut olgudan uzak durduğun sürece o da etkilediği toplumu senden uzaklaştırır. Onun için şu anki sosyalistlerimizde rahatlıkla laiklik vb. söz konusu olduğunda rahatlıkla Kemalistlerle aynı potaya girebilmekteler.

Bu bağlamda 12 Eylülü tezgahlayan güçler bunu çok iyi biliyorlardı.
Zaten 12 eylüle gelirken de özellikle din konusu çok iyi kullanılmıştı.Uzaktaki stratejistleri onları bu konuda çok iyi eğitmişlerdi.
Tezgahlanan provakasyonlara baktığımızda genellikle din konusu ön planda.Devrimcilerin ve sosyalistlerin en zayıf noktalarıydı bu.Farkına varılmadan egemenlerin ekmeğine büyük yağ sürülmüştü.

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Günlerden Pazartesi
Selamladım herkesi
Giydim pelerinimle
_____________fesi
Avrat bağırır
-Sen nasıl Mesihsin

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Devlet nedir diye sorulduğunda bazıları kendi düşüncesine denk gelecek tarifler yapmaya çalışırlar. Fakat en uygun klasik tanımı ise ‘bir sistemin sürdürülebilmesi için oluşturulan baskı aygıtıdır’. Bu sınıflı toplumlarda bir sınıfın diğer sınıflar üzerindeki baskı ve tahaküm aracıdır diyede tarif edilebilir.

Sömürünün ve sömürülenin olduğu her tolumda; ki bu ilişkisini devam ettirebilmek için devlet kendine bağımlı ve tabi yurtaşalar ister. Bu yurtaşlar itaatkar, her söylenene boyun eğen, farklı olmak istemeyen, kendi halinde yaşayan, sadık yurttaşlardır bunlar. Bunun dışında oluşabilecek her şey devletin tepkisi dahilindedir. Bu devletin şekli veya ismi ne olusa olsun sömürülenler ve sömürenler açısından değişmez.

Bu bağlamda Komünizm öcüsüyle şekillenen Türk devleti ezilen ve sömürülenlerden istediği bu milliyeçi yapı karşısında sessiz sedasız boyun eğme ve itihattır. Öyleki insanlar kaderine razı bir sekilde, işi kaderciliğede bağlıyarak yaşamlarını sürdürmeli. Aksi halde devlet düşmanı hain olarak damgalanmak içten bile değildir. TC kuruluşundan bu yana bunu örnekleyen çok acı olaylar yaşanmıştır.

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Karanlığın ve karanlıkların,gündüzlerin geceye hamile olduğu DTC [demokratik turp cumhurriyeti] de geceye ve karanlığa sırtını dönememenin acısını hep yüreğimde hissettim. Eğer ne zaman karanlığa sırtımızı dönebilirsek işte o zaman DTC'de şefaf aydınlık yarınlara koşar.

12 Eylül benzeri faşist apoletli patlıcanların karanlığını vb. karanlıkları hemen,hemen tüm ezilen sebze ve meyveler şahittir ve gördü.

-Sayın DTC 'li sebze ve meyveler şunu hiçbir zaman unutmayın....
-Karanlıklar her zaman uğursuzluklara gebedir...

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

Bu iki ucu kirli sorun nasıl çözülür sorusuna kendi adıma yanıt kolayca vermek isterdim ama sorun bu iki ucunu kirli hale getirildikten sonra ne işe yarar bilemem. Demokratik bir sistemde Kürt sorunu Türk sorunu diye bir sorun kalmaz.

Bunun için sosyalizmin gelmesini beklemeye de gerek yok. (elbette sosyalist bir sistemde temel çelişki ulusal çelişki değildir.onun için böyle bir sorunun var olması düşünülemez.) Sosyalist partiler ulusal sorunları yüzyıldır demokratik sorunlar çerçevesinde ele alarak çözmeye çalışırlar. Bir defa anlayış bu temelde oluşunca ve bu prespektifte ele alınınca sorunun geri kalanı teknik ayrıntıdadır. Özerk bir yönetim mi olur, eyalet sistemi mi olur, var olan yapıda bazı değişiklikler mi olur, bunlar işin ayrıntılarıdır. Hep birlikte tartışılır ve yine hep birlikte karar verilir.

Ülkemizde sorunun çözülmesinin önü bürokratik yapının gelenekselleşmesinden ve de demokratik yapının güdük kalmasından dolayı sert biçimde tıkanmış durumdadır. Türkiye'deki devlet yapısı sadece bu konuda değil birçok konuda en küçük bir adım atmama kararında ve direncindedir. Aslında incelenirse mevcut bürokratik yapı Demokrasi falan istemiyor. Bu yüzden de birçok sorunun önünü bu bürokrasi ve yapı tarafından tıkalı tutuluyor. Ancak sorunun önü sadece iktidar güçleri açısından değil başka açılardan da tıkanmış durumda. Sadece PKK'nın eylemlerine karşı değil demokratik parlamenter alanda mücadele eden ve etmeye çalışan Kürt sorununu öne çıkaran partilere karşı da histerik,ırkçı bir tepki var. Aslında bu tepkinin kökleri yüzeysel değil oldukça derindedir. Bunu bertaraf edip de siyaset sahnesinde yer alabilmek için Kürt partilerinin yapması gereken şey dayatılarak değil de, kendi iradesiyle demokratik bir ortamın yaratıla bilmesi için demokratik kanalları açık tutmaya ve barış taleplerini sürekli gündemde tutmak olmalıdır.

Devamını Oku
Aliseydi Taşdemir

''İki ucu kirli değnek' diye bir laf var ya Türkçemiz de..
Bu konu işte o tarife oldukça uygun; ama bir ucu biraz daha pis gibi geliyor bana.

Milletini,milliyetini seven bir insana, bu hiçbir zaman gözü kapalı,faşist bir milliyetçilik yapma hakkı vermez vede vermemeli bence. Milletini, milliyetini severken aynı duyguya sahip olan diğer milliyetteki insanların da bu duygularına saygı duyulmalı.

Kürt konusu yıllarca bu ülkede bir tabu olarak görüldü. Yok sayıldı. Yok sayılarak yok olacağı zannına kapılındı. Tıpkı Alevilerin yok sayıldığı, 'yok sayılarak yok olacakları' zannedildiği gibi.

Devamını Oku