Gökyüzünde hicret var bu akşam
yarımımda kalan bir hatıra aşk,
ellerimin soğukludur rüzgarın en sadık yanı,
kavrulan yüreğim,
içimin en iç yanı,
yarımımda birkaç hatıra aşk,
Avazım çıktığı kadar yazdım seni.
Dudağımda kalan son türküyü, yokluğuna yorup.
Düştüm günahkar şiirlerin baş ucuna.
Döndüğü kadar kalemim.
Seni yazıyorum sevgilim.
Şimdi kapat gözlerini.
Ayrılığımın başkenti,
Sana bu şiiri derin acılarından yazıyorum,
Evet aynı oda,
Aynı kalem,
Aynı kelâm.
Girişi, senin bakışların.
De ki;
Hiç sevmedim. Davetsiz bir misafirdim ömrünün en yakışıklı çağlarına.
De ki;
Şiire bulanmış kaderinden kaldır cesedimi.
Söndür bütün şehrin ışıklarını.
Biliyorum vefâsız.
Çok günah işledik seninle.
Bir sus konduruldu dilime.
Konuşamadım. Söyleyemedim.
Sevdiğimi işte.
Eskiden ölmemiştim ben
Hayat denen şey yıkmamıştı beni derinden.
Toz pembe çocukluğum vardı.
Acıları ciğerimden hissetmemiştim ben.
İlkokulda silgi kokan yarınlarım,
Senden bana bir tek şey kaldı.
Fotoğraflardaki tebessümün.
Merhem gibiydi ellerimi tutuşun,
Dilsiz bir şairin,
İşaretle anlatabildiği tek sevgi'ydi gülümsemelerin.
Rüyalardan çalınmış melekler gibiydin.
Kalabalık yalnızlıklar dolaşıyor etrafımda.
Az ötede beklemelerim.
Hemen yanımda pişmanlıklar.
Uzaklarda bekleyen umutlarım.
Uyuşuyor parmaklarım.
Ne kalemi ne seni, tutamıyorum artık.
Şimdi gitsem.
Ağlar mı İzmir?
Sorar mı babam?
Kanar mı anam?
Tüter mi yarım bıraktığım sigaram?
Odanın kirli geçmişinin tepesine çöker mi duman?
Of yine seni yazıyorum!
Anlamsız mürekkepler lekesi olup, düştüm mısralara.
Anlattıklarıma esir kaldı ecnebi bakışların.
Gözlerini diktin gözlerime boş boş bakıyorsun yine,
Seni yazıyorum seni!
Okuyamıyorsun!
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla