Her gün ayrı bir güzellik getirdi
Bir o kadar güzelliği götürdü
Boşa geçen her zaman benliğimi süpürdü..
Şair yazar alim konuşur...
Ay kıskanır güneşi, güneş bilmez ay'ı
Belki bu sadece bir şaka
Belki sadece bitecek bir ruya
Bu ruya nereye götürür beni
Kalbimde belirsiz bir his
Yazdıklarım ve söylediklerim belirsiz
Peki bu ruyada ben neyim
Ölümün soğukluğu hiç olmadığı kadar yakın dudaklarımda
Vücudum soğuk hiç olmadığı kadar
Gözlerimde baygın bir bakış...
Ancak tek canlı olan kalbim
Zaten beni her yola sürükleyen sen değilmisin
Açsam kanatlarımı rüzgara karşı
Ulaşsam en yükseklere, bulutların üzerine
Sadece rüzgarın melodisi olsa kulaklarımda
Belki yarimin kokusunu bana taşır
Bende çekerim sineme
Hissederim en derinlerimde
Belki açılır gözlerim
Şu derin ruyadan bende kalkarım
En zor emekmiş aşk
Bilmezsin sırtımda ne dağlar taşırım
Hasret dolu gözlerim
Ayrılmayan bir bütünün parçası gibi
Koptu artık dünyalık hisler
Ki acı çekmiyorum
Bıraktım tüm hislerimi geride
Çekildim artık geriye ve beklemekteyim
Özgürlüğüme kavuşacağım günleri saymaktayım...
Sen anlata dur deli oğlan
Aşkı bilmeyen neylesin
Sen öğrete dur deli oğlan
Öğrenmek istemeyen nasıl öğrensin
Ha yazdın, ha çizdin
Her şey bir hayalle başladı
Sessiz dokunuşlar, ruzgarın kulaktaki senfonisi
Nefis bir hissi vardı damağımı okşayan tatların
Vazgeçilemeyecek hazzını taşıdım bu güne dek düşüncelerin
Gözlerimi açtığımda tatmışım aşkı ben,
Anamın sıcak kucağında,
Daha küçücükken yüreğim çarpmış,
Ele avuca sığmaz iken...
Aldatmış birçok insan beni,
Her gün bir tuğla daha kattı üzerine gönlümün aynasına..
Ta ki ışığı yansıtmayacak şekilde büyüyünceye kadar surlar.
Her gün ayrı bir sessizliğe büründü gün ışığı
Her yanını sadece gecenin sûkununa bıraktı ellerimi..
Gözlerim kaçarken artık gözlerden
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!