Son bahar şarkıları eşliğinde hüzün
Ölüm yürüyüşü ruhumu sardı bugün
Gökkubbe yarıldı, ay mum olup eridi
Gelin yüzük bekler, bu düğün başka düğün
Org susmuş, davul çalmaz, zurnadan ses çıkmaz
Kalbime girdi bir güzel, huridende güzel
Aldı gönlümün pasını bir çift gizemli el
Göz göze gelince süzülüp aktı içime
Hilal kaşlar, ceylan bakışlar her şeye bedel
Alev çemberi gibi bir sevdaya düşürdün
Sırılsıklam sarmış aşkı bedeni
Hep acı vermiş, netsin kefeni
Bu muydu güzelim sabrın bedeli
Bari bir cevap ver sen mezar taşı
Toprağında güller çiçek açıyor
A, B, C, D dedirttin
Kitapları sevdirttin
Okumayı öğrettin
Canımsın öğretmenim
Bir bilgi pınarısın
Kanınla besledin dokuz ay beni
Karnında taşıdın, yordum ben seni
Çok acı verse de doğum sancısı
Kalmadı ağrın, görünce bebeni
Aldın kucağına, verdin memeni
Göremedim annem kadar seveni
Seni senmek ne zor şeymiş
Meğer aşkın bir zehirmiş
Ne deliyim ne de ermiş
Sam yelinde tuz buz oldum
Gözlerimin gitti feri
Karnıma düştüğün ilk andan beri
Annelik duygusu sardı bedeni
Bebeğim, taşırdım bir ömür seni
İnan ki yormadın dokuz ay beni
Sabahları bulantıyla uyandım
Güller açamamış, susmuş bülbüller
Yaprak kımıldamaz, esmiyor yeller
Kurumuş dereler, çekilmiş seller
Baharı beklerken, yaz yakıp geçti
Üzümler dökülmüş, çıplak bağlarım
Nehirler kazdığı vadiyi izler
Çoşkuyla karşılar engin denizler
Hadi akma demek, pek lafta kalır
Derin koylarında ne sırlar gizler
Kalbim bir okyanus, dil ise çeşme
Güle bülbül olmuş meğer kaderim
Acıyı tatlıya meze ederim
Aşka tutulalı bitmez kederim
Bir meçhule doğru yürür giderim
Anlayana sazdır benim isyanım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!