Kan davası, terör
Kapanan okul, yanan ev.
Esir edilen çoban,
Gasbedilen koyun.
Doğu doğu.
Ayrılık hüznü çöktükçe içime
Yüreğim daralıyor
Gözlerim yaşarıyor
Ağlamak istiyorum
Ağlayamıyorum.
Bakkal Şahin derlerdi
Uzunçarşı’da
Zile’nin en iyi kömesini
Tarhanasını o satardı.
Pekmezi, çemeni
Ev kıyması sucuğu bulunurdu.
Ben köyde doğdum, köyde
Ne Kadıköy’de, ne Yeniköy’de
Anadolu’da bir köyde
Bacul Kervansaray, Kelit köyleri
Yol yok, taşıt yok
Başkan seçildi, koltuk makam yerini buldu.
Üyeler, emek verenler, unutuldu.
Kalkacaktı kapılar, kalınlaştı duvarlar.
Amaç, hedef belli oldu kaybettik, kayboldu.
Kara kara arabalar telsizler, telefonlar.
Merkez soğudu lav püskürdü
Yer dibinden sallandı
Kolon kiriş ayrıldı.
Eri, generali yakalandı
Yaşamadan gitti Hatice
Mayıs, Haziran aylarında Zile bağları,
Kuvvetlendirir, insanlar arasında bağları.
Baharı, yazı, tanırdım bağlarda
Bağırırdım, çağırırdım, türkü okurdum bağlarda.
Kara kiraz kan yapar, biraz serttir yemesi,
Senetler çekler protestolar
Sözde müşteriler kaçaklar
Dolandırıcılığın adı ticareti
Poliçeler, iptaller, battallar
Gider vergisi, yangın vergisi
Çocuğa nette virüs bulaştı
Onbeşinde otuza yandı ulaştı
Anaya ataya fazla dalaştı
İnternet çağında başka veba var.
Nette züppe olmuş hava atarsın
“Selam ola İstanbul.
İşsizim köyden geldim.
Muhtarın selamı var.”
Göç göç, akın akın
Bavul torba Topkapı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!