Sende gidiyorsun son sevincim
Alaca karanlıklarda
Serseri bir yalnızlığa koşuyorum
Arlanmaz yağmurlarda ıslanmış bir aşktan kopmuş
Hazan rüzgârında savruluyorum
Gittiğim şehirlerde bir ten kokusu, bir ses, bir sima
Kalbinin mayın döşenmiş
Bölgelerinde yürümektir
Seni sevmek
Zaferi görkemli gecede
Kanımın renginde bir şarapla yudumlamak
Kızgın meşaleler altında halay çekmektir bu şölene
Gidiyorsun işte
Sendeki ben kayıp
Bendeki sen saklımda
İsmin dilime dolanıyor
Kekeliyorum
Şimşirler ekiyorum yüreğimin bahçesine
Gelmeyecek misin?
Usulca geçen saatlerin rehini olmuşken
Dönüp gülüşlerini mi esirgeyeceksin?
Oysa ben sende özlemlerimi yitirmedim hiç
Gelmeyecek misin?
Gülmeyi gözyaşlarıyla uğurlamışken
Hadi git…
Saatler yorgun düşmeden zamana
Ardında yamalı bu yüreğin iplerini söküp,
Öylece git…
Dönüşlerin ihanetin kadar alçak olmasın
Yakamoza benzerdi düşlerin düşlerime düşünce
Bahardı,
Bulutlar yağmurla zekât verirdi güllere
Terlemiş acılara bir tebessüm inerdi ince ince
Hüzünlerim sızardı şiirlerin mısralarına
Uzun bir eylül diyorum…
Hep uğraştık ama nafile
Hep çıkmaza girdik
Kaybettik umutlarımızı
Hep yitirdik kendimizdeki değerleri
Tüm umut kapılarını çaldık
Yokoluşun varlılğını hissettik
Bir mektup yazıyorum sana uzaklardan
Ortak paylaştığımız yıldızlardın altından
Oksijenini kullandığımız havadan
Bir mektup yazıyorum sana
Gecenin sessizliğinde
İçimde anlam veremediğim duygular
Bu gün seni yaşadım
Özleminin buharını içimde yağmura dönüştürürken
Bir kez daha yeşerdim
Bakamadığım gözlerini aradım kendi gözlerimde
Yüreğimi her defasında bir zarfa koyup
Korkuyordum göndermeye
Ağla kızım…
Doymadın bu dünyaya
Duyurmadın sesini…
Yüzün güneşte kumral
Gölgede esmer
Gecede beyazdı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!