Boncuklar gibi mavi gözlüm,
Umay gibi yumuşak huylum,
Nereden çıktın karşıma böyle?
Yorgun günlerimin üstüne,
Bir güneş gibi doğdun yüreğime.
Suskunluk, bazen çok şey anlatır;
Bazen düşüncelerini bastırır;
Karma karışık o yüreğinde.
Sustuğunda söz geçiremezsin,
Alevini köze döndüremezsin,
Bu soğuk yılbaşı gecesinde yalnızlığımsın,
Karanlıkları aydınlatan umutlarımsın,
Dünyamı aydınlatan güneşimsin,
Özümsün, aldığım nefesimsin,
Ve sen, benim herşeyimsin.
Sensizlikten açılan bir kapıdır, Gönül.
Bedenine sessizce girince
Baharla gelen umutlara açılır, Gönül.
Kaybetmekten korkar seni, Gönül.
Bıraksa da herkesi
Şehre yalnızlığın düştüğü zaman,
Eskilerden tozlu bir defter çıkar hafızamdan.
Riyaziye ile yaptığım hesaplardan
Maziden bir hüsran tablosu geride kalan.
Bu gece sensizliğin derin acısı,
Çaresizliğin sessizden uğultulu çığlığı,
Yüreğimden dışarı püskürdüğü zaman
Yüreğimden geçenleri kendime anlatamam.
Çok görme bana bu durumları,
Diyorum ki sevdiğim gitme.
Ellerini, yüreğini seveninden ayırıp
Nehrin sularında sonsuzluğa gitme.
İnci gibi gözlerini, gülüşlerini bırakıp
Zamanın karanlığında uzak diyarlara gitme.
Sen gecelerden beni,
Sabaha ulaştıran hayalimsin,
Özümsün, hiç solmayan güneşimsin.
Yıllar gitse de geri,
Bu uzun yolculukta beni,
Şarkıların sesi kesildiğinde
Evvelden nurlu gülümseme gelir.
Raks eşliğindeki o hayaline
Mutlu ve mahçup bir bakış kesilir.
Bu gün büyük acıların,
Karalar bağlanmanın,
Derin yasların günü.
Bu gün, büyük Türk milletinin;
On altı bin yıllık büyük tarihinin,



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!