Doğdu.
Yaşıyor.
Ölecek.
Elimde bir bardak çay…
Gözlerimde ağlamaya utanan bir yaş…
Denizi göremiyorum.
En büyük kavgam yalnızlığım.
Gökte kayıyor yıldızım.
Çayımı yudumluyorum.
Gözlerinde heyecanı görüyorum.
Heyecanla bakma gözlerime.
Gözlerin iblis gibi yakıyor.
Gözlerin zamansızlığı yaşatıyor.
Ağlama, gece zambağım!
Ölürüm, tıpkı ölüm meleği gibisin!
Sarı, kırmızı, beyaz,
Ölümü ve mutluluğu…
Simgeleyen sen.
Krizantem.
Beni benden öteye götüren…
Senin o güzel simgen.
Abartılmış bir sanatsın.
Sürgüne gönderilmiş bir sürgünsün.
Sen, umudunu arayan bir umutsun.
Bir pay biçiyorum kendime senden.
Bir de seni ant içiyorum derken…
Ben, senin içindeydim.
Ey sevgili!
Gözlerinden gözlerime yaş gelmeseydi…
Sen, ağlamasaydın gözlerime…
Gözyaşının bu kadar yakıcı olduğunu bilmezdim.
Gözyaşının bu kadar acı olduğunu bilmezdim.
Her ağladığında bana acı çektirme.
Ateş kendini yakar mı?
Ateş kendini yakar.
Ateşin sevdası su olursa…
Aşkı için ateş kendini yakar.
Ateş ve su gibi sevdim seni.
Karanlık bir odadayım.
Sessiz ve sakin bir diyardayım.
Bir tek seni düşünüyorum.
Bir tek seni hatırlıyorum.
Birkaç kitabım ile seni anıyorum.
Gözlerimi de kapatsam…
İnsan hayallerini yazmak ister bir yere...
Kimi mağaraya, kimi kâğıda,
Kimi bambaşka bir yere...
İnsan unutulmamak ister...
İnsan sevmek ister...
İnsan nefret etmek ister...
Şimdiki kendimden...
Geçmişteki kendime bakıyorum.
Kendimce kendime nasihat ediyorum.
O yabancı...
Ben yabancı...
İkimiz birbirimize yabancıyız.
O ihtiyar amca…
Bebekti,
Bir zamanlar…
Annesinin kuzusuydu,
Bir süre sonra…
Genç oldu,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!