Senin silahın, Filistinli bir çocuğun direnmek için son derece donanımlı İsrail askerlerine karşı kullandığı bir sapanın vurma inancında.
Senin atın, tüm Avrupa sahillerine ölü cesetleri vuran Suriyeli mazlum bebekleri taşıyan bir sandalın rotasında.
Senin yüreğin, roketler düşen Suriye sokaklarında can veren masum insanların duası.
Ne kepaze bir aşkın acı meyvesidir bu çağ!
Kül olmuş yüreklerde bir yudum sevgi sanki zehir zakkum
Çaresiz bırakmışlar ellerimizi, yüreklerimizi, kaderlerimizi
Kalkıp gideceğiz buralardan dizlerimizi vura vura, yere göğe
Belki gittiğimiz yerlerde dans ederiz sürünen ayacıklarımızla...
Belki de hülyalarımızda gördüklerimizi orada buluruz
Aklımı hedef alan deli kurşun,
Aklımı delirtip de geçti.
Ağıtlarım yüreğime yağan meteor yağmuru,
Kalbim çileyle ezildi.
Mutluluk fersah fersah uzakta...
Şiirim ruhumu aşıp da geçti.
Evet kötüyüm
Yorgunum, üzgünüm, kanıyorum...
Evet birçok nedenim var, çok kötüyüm
İçiyorum, kayboldum, ölüyorum...
Cildime dokundum, semsert..
Başımda bir ateş, havaleye 5 kala..
rüzgar ağaçların dallarıyla dans ederken
ellerimde yanıp tutuşan cigara küle dönerken
arka fonda bir Zeki Müren şarkısı çalarken
ateş başında, başım avuçlarımın arasında
yine bir gece
seni uzaklarda anarken
Alt dudağımı titrettin yine bu gece,
Kelimeler boğazımda düğüm düğüm..
Bir ten değse tenime, göz pınarlarım yaşaracak.
Ama hiçbir şey seni geri getirmeyecek.
Sessizce çöktüm olduğum yere,
Bahtım nice kışa şahit oldu
Çok vakitler mütenahi umutlar besledim
Maksadım her zaman birilerinin zevahirini kurtarmak oldu
Her daim ehvenişer olanı seçmeyi yeğledim
Neticede kendi elemimin zeyreği idim
İfalarımın sonucunda takdir beklememiştim
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!