Yağmurun sesi midir içimize düşün hayalleriyle bir salıncak gibi kurulan,
İnsanlık tüm çirkinliğiyle boylu boyunca uzanan,
Göğü yutan gök gürültüsü ise bir şimşek adaletiyle göğü iki eşit parçaya ayıran,
Etraflıca baktın mı kargalarındır sesi duyulan,
Rum çetesinin hain pusuna düşen boylu boslu bir efedir yiğitlikleriyle anılan,
Şimdi Öfkesine yenik düşmüş fırtınanın çatırdatarak kopardığı masum bir dal/hayatlarımızdan parça parça çalınan...
Sessiz bir kum saatinin tehlikeli gerginliği
Şimdi ikimizde sustuk işte
Kum saati tedirginliğinde boğuluyoruz
Yutkunmuşlarımız bir birine diz vermiş yalvarıyor
Konuş!
Ne mümkün tek kelime etmek...
Sen bana kapılarını açmazsan bu benim ziyanım olur,
Anlamını yitiren yanlız hayat değil renkler olur,
Baktığım her yer zaruri bir boşluk,
Beni baktıkça mutlu eden senden esirgeme,
Ben senin esirin olmaya talibim.
Ne olur beni karşıla;
Bir ses abartılı tarafından
Ve bir yılkı atı rahvan rahvan büyütüyor aramızdaki mesafeyi,
Bu ayıp dünyada bulunanlar adına yazar.
Sertçe bir ayaz, kapılar tokmaklı ve beyaz
Ben senin yüzüne baktığımdan beridir
Cam kapı duvar
Bulutlarda martı telaşı var
Oysa simit değil ki tasaları
Neyin nesi
Bu acemi acemi haller
Kimin için bu kıpırtılar
Yeryüzünde insan karartılları var
Sen hırçın dalgaların çıkardığı beyaz köpük,
Sen ıssız ormanların insanın yüreğine işleyen canlı rengi,
Sen kavruk rüzgarların bir yaprağın tenine saklı sesi,
Sen anlamsız karmaşaların hür doğrusu,
Sen yalnızlığın içindeki manidar öz ve yaradılıştaki yüce sır,
Sen vahim gecelerin içindeki beyaz ışık,
En çok sesini yakıştırdım içimden geçenlere,
Sonra gülümserken yakaladım kendimi ve senden uzaklığıma utandım.
Her gün biraz daha varlığının ötesinde uyandım
Kahkahaların ise en büyük handikapım...
Bu ayıp sadece sana
Kahır ise yalnız bana
Gecenin huzuruna dalarken
Ayrı olduğumuzun farkındayım.
Sabahın ilk ışıklarıyla uyanıyorum
Ama o anın içinde tüm seferberliğiyle sen varsın.
Sesin, çehren ve nefesimi darlayan gözlerin
Benim bedenimin içinde, fikrimin ince yerinde, gözlerimin ferinde nasıl uyanıyorsun...
Söylediğim söz dilime ağır bir kayığın üstündeki yardım bekleyen kalabalık gibi
Baktığım göz yüreğimin gördükleriyle çelişti mi Ruhumda bir kavram karmaşası ağa dolaşmış balık gibi
İnsanlar gezinir birbirlerinin gözünde hep farklı farklı
Alıklık etme işte insan insandır
Şükür ki insandan insan’a fark da vardır
Hüzün kuşlarını salıyorum
Altın telli kafeslerinden.
Uçmak şöyle dursun,
Gözlerini yuman yumana.
Utanç dünyası,
Ayıp denen bir şey var
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!