Ehli mümin değil ise bir kişi, 
Alevi ya Sünni olsa ne çıkar?
Hakikat harıyla yanmazsa döşü,
Alevi ya Sünni  olsa ne çıkar?
Kendini eğitip gelişmiyorsa,
Bilimle, teknikle buluşmuyorsa,
 
Aşk bu dünyanın ölçüleriyle açıklanamaz sevgili. O ilkel bir acıdır, yaban bir ağrıdır. Gelir  ve içimizdeki o çok eski bir şeye dokunur. Sonra bir perde açılır ve yolculuk başlar. Bu yolculukta artık para, tarifeler, beklentiler, randevular, taksitler, iş, anneler ve korkular yoktur. Aşkın kendi gerçekliği vardır sevgili. İnsan bir başka ışığa teslim olur...  
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...
Devamını Oku
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




CAN Ozan Şahini ;O sevgi yüklü yüreğini öpüyorum.Onca din,Onca Kutsal kitap ve Peygamberlerin var oluşunun sebeb i hikmeti İnsanoğlunun ıslahı ve yararı için değil mi ?
Kalemin daim olsun tam puan.
Şiiri nizi yüreğimden alkışlayarak okudum. Ve anladım. Yunus gibi günümüzü değil geleceğimizizde aydınlatan mısralar.
Muhabbetlerimle efendim.
Mehmet YUSUFLAR
Yüreğinize sağlık,dizeleriniz duygulara tercüman olmuş çalışmalarınızda başarılar
kuru çöle yağmur yağsa ne çıkar
toprak çürük kadir bilmez faydasız
soğuk küle boyun eğmez aşikar
bozuk körük üfür bilmez faydasız
saygılar
muhteşem yüreği kutluyorum söylenmesi gereken söylenmiş dilerim duyup anlaması gerekenlerde tez vakitte duyarlar ahmet şener
Eline, diline sağlık can
İyiki varsın...
Selam, sevgiyle
Ümran Tokmak
Cok dogru..ictenlikle tebrik ediyorum..saygiyla selamliyorum
DURUN
Gelecek neslimizin çocukları
Silah sesiyle uyanıyor durun
Ellerine kitap verin gül verin
Bıçak kemiğe dayanıyor durun
Beraberlik bilsin bütün halkımız
Barış huzur sevgi olsun ilkemiz
Dört mevsim gören cennet ülkemiz
Kızıl kana boyanıyor durun
Cahilliğe taviz verip aldandık
Doğruyu yerinden sürüp aldandık
Alevi Sünni ayrı görüp aldandık
İkrar imandan cayılıyor durun
Var mı dünyada ülkemden alası
Kanlı terör başımızın belası
Unutmadık Maraş ile Sivas’ı
Tatlı canlara kıyılıyor durun
Der Engini kalemleri kırdılar
Çoğuna yollarda pusu kurdular
Ozanları vurup yazar sürdüler
Sazlar duvara dayanıyor durun
sevgili ablam haddim değil ama bunu da kabul görün.
şiirin mesaj yüklü. daim ol.
Herkesin o kalbini kırmışsan,
Dünyadaki canlıya kıymışsan,
İlminide cihana yaymamışsan,
Alevi olsan,suni olsan ne çıkar.
Sağı değer ozanım çok güzel bir şiir sayğılarımla.Kalemin, sazın,sözün, susmasın.Aşağıda acizane şiirimi müsade etde sizinle paylaşayım.
Halkın Gözü Kulağıdır Ozan...
Her ülkenin dertlerini
Hüzününü sevincini,
Dile getirir her şeyini,
Halkin gözü kulağıdır ozan.
..
Sakımazlar sözlerini,
Konuşturur sazının tellerini,
Halkının ne istediğini,
Korkmadan dile getirir ozan....
Isterlerse bir devir açarlar,
Halkin görmeyen gözünü açarlar,
Mürsit,ilim irfan saçarlar,
Halkın gözü kulağıdır ozan...
Konuşturur sazını ozan,
Dürüsmüdür doğruyu kızan,
Doğrudur yalanı bozan,
Halkın gözü kulağıdır ozan....
Erol derki; dinmiyor sızım,
Yanlışı görürse,susmaz ağzım,
Isterseniz dilimi kesin,
Konuşur bu defa da sazım...
Söz Yazarı:Erol Sagun.
Tarih:5 Aralik 2001
Gün:Carşamba.
Saat:00,50
Erol Sagun
Dogru söze ne denir.. Yüreginize saglik efendim.. Saygilarimla..
Bu şiir ile ilgili 16 tane yorum bulunmakta