Yabanım, nerdesin, nasılsın diye; 
Akşamdan akşama sormak farz oldu…
Efkâr sofrasında üç-beş kadehi; 
Akşamdan akşama yormak farz oldu…
Çektiğim yürekte hasret elemi; 
Unuttun hayırsız dilde selamı; 
İsmini bin nazla yazan kalemi; 
Akşamdan akşama kırmak farz oldu…
Gözlerimde hicranını saklayıp; 
Kahır limanına yolcu ekleyip; 
Hayalin başında nöbet bekleyip; 
Akşamdan akşama durmak farz oldu…
Tövbe etsen af gelecek suçuna; 
Tehir etme ayın bilmem kaçına; 
İdam sehpasını bir tel saçına; 
Akşamdan akşama kurmak farz oldu…
Cihana değişmem düşen yaşını; 
Sakın ha karşımda eğme başını; 
Dilimde saklanan mezar taşını; 
Akşamdan akşama kırmak farz oldu…
Hicran çeşmesinden iç kana kana; 
Aklımdan zorum var fikrimden yana; 
Emanet bırak git yarayı cana; 
Akşamdan akşama sarmak farz oldu…
Olur, olmaz sözlerimi duyduysan; 
Yüreğine başka bir yar koyduysan; 
Günahlara bile bile uyduysan; 
Medet kapısına varmak farz oldu…
Ali ALTINLI – 12/01/2014
Saat: 09:49
Kayıt Tarihi : 13.2.2014 16:09:00
 
 
 
 
 Şiiri Değerlendir
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
 
 



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!