AKŞAMCI
Güneş batar batmaz akşam olunca
Depreşir dertlerim karılır benim.
Üç-beş kadeh atıp kafa bulunca
Gönlümün telleri kırılır benim.
Erenler cem’inde sofra açarım;
Kendim doldururum, kendim içerim.
Âşıklar yurduna konar göçerim;
Şu divane gönlüm yorulur benim.
Umut ipliğine dizip hülyayı
Pembeye boyarım güneşi, ayı.
Nesine seveyim yalan dünyayı
Ömrüm makaraya sarılır benim.
Acı poyraz gibi eser tozarım;
Çekerim dûdîyi tövbe bozarım;
Kendi kitabımdan okur yazarım…
Gönlüm kaderime darılır benim.
Bir tahta iskemle, bir kırık masa..
Efkârlıyım yine; gam, keder, tasa…
Ellerim saz çalsa, gözüm ağlasa
Elime bir kadeh verilir benim.
Çilingir soframda bir körsen ışık,
Beyaz peynir, kavun, bir çatal-kaşık…
Oturur karşıma zülfü dolaşık;
Yüreğime hançer vurulur benim.
Akşamdan akşama kurulur sofram;
Masamda şarabım, bir paket bafram..
Nazım geçmez yare kendime tafram;
Güllerim açmadan derilir benim.
Yeter artık gayrı aşma kararın;
Bu günlük bu kadar arkası yarın;
Hiç kimse duymadı feryadın, zarın
Yarın yine masam kurulur benim.
İdris Karakuş’um daldım günaha;
Ölürüm belki de çıkmam sabaha.
Aşkın ateşiyle hep şerha şerha
Yazık dudaklarım yarılır benim.
Kayıt Tarihi : 19.6.2020 02:45:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!