Alın yazısı gibiydi durgun suları üzerinde gölün; rüzgar
Sözün fısıltı olup dört bir yandan seslendiği günün
sonuna doğru,
İki parça bulutun tutsaklığından kurtulup güneş
son bir bakışıyla ısıtmasaydı yüreğimi;
kendimi akşamın alacasına bırakmazdım.
Saat başı öten kuşların uyandırdığı,zamanın kayıkçıları taşıdı beni gölün öbür yakasına,
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



