Ölüm güllere solmak bülbüllere ağlamak
Ölümü var edenin varlığına bağlanmak
Her dem ölüm ardında sanki bir çift puslu göz
Düş görme düşte cennet görme vaktidir
Anne toprağından bir avuç düş versene
Aşık oldum Leyla’ya leyla olma vaktidir
Anne aşk olmak için bir yudum su versene
Tutsana ellerimi okşana başımı
Sevgili dün gece de senle bitince
Umuda kucak açtım sana uyandım
Kar kadar nazik kar kadar ince
Bu sabah yine kara boyandım
Yarım kalmışlığın görünmeyen sonunda
Işık hüzmelerinden dilendim seni
Ben mavi gökyüzünün esmer koynunda
Zühre nefesinden dilendim seni
Bir seyir defteridir benim hayatım
Ellerin
Bir mavi bulut gibi
Mavi kadar derin
Mavi kadar serin ellerin
Buğday kadar mübarek
Başak kadar dim dik ellerin ellerin
Saf saf hicran cem eylese hane-i mecnunda
Fayda yok çün aşina bu gönül şeb-i hicrana
Yokluk resmidir aynalar
Sen olmayınca ama
Sen olmayınca yalan hülyalar
Seni bulduğum andadır
Uykuların en derini
Seni kaybettiğim anda
Havayı okşayan sensin okşayan sen saçlarımı
Her fırtına evvelinde sessizlik hisseder seni
Yazlarında kışlarında memleketimin deseni
Aşarsın en yüceleri andırır bulutlar seni
Sen çalarsın sevdaların esrarengiz nefesini
Sen verirsin bülbüllerin güllerin kadifesini
Hayaller bir ulvi bir ilahi deryanın
Kanmışken sularına türlü türlü sedefle
Bir yağmur bastırır gece ansızın
Zelil umutlarıma tebessümdür hayalin
En koyu mavilerde en pembe mehtap
Ve bir muştudur mahkumlara gözlerin
Unutturur acısını en demli hüzünlerin
En koyu mavilerde en pembe mehtap
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!