bekleyin dağlar...
az kaldı geliyorum
kurtulup bu şehrin loş ışıklarından,
mini etekli, sarışın sokaklarından
koşa koşa size, geliyorum
çok gözyaşım oldu benim...
her ayrılık sonrası toprak kokan acılarım,
bir bahar mevsimi gibi gelip durdu
parmaklarımın kıyısına,
ve ben gözyaşımın her süzülüşünde,
rasgele tutup bir tanesini
senden habersiz şiirler yazdım
yüreğimden gözyaşlarıma indirdiğim,
kâğıttan gemilerin üstüne,
ben hep kaptan oldum sevgili,
sen farkında değildin,
zamanla yosun tutar diye
Kayaya dayanmış
ufacık bir taş
meydan okuyor
kainata.
10.05.2002 / 03:03 İzmir
ne zaman gitse anahtar aramak için
elim cebime,
öyle bir hasret oturuyor ki
ilkel yüreğime
bakışları…
kokusu…
bakışlarımız;
simit satan bir çocuk gibiydi
sokak sokak dolaşıyor
ve her köşe başında birleşiyordu
bakışlarımız;
karanlık
hücrelerde
hasretle yetişir
karan-fil
08.08.2003 / 02:45 İzmir
ne siyaha yakın ne de beyaza uzak
bir sevdaydı bu
yeri yoktu romanlarda
yeri yoktu bile,
türk dil kurumunun kalın lügatlerinde.
düştü kirpiklerime,
sonbahardan kalma yağmur damlaları
zeytin dallarında oynaşırken kuşlar
gelip yerleşiverdi birden
ayak seslerin kulağıma,
unutulmaya yüz tutmuş ne varsa
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!