Aklıma gidişin düşüyor:
Mevsimleri üşütüyor bedenim. Aykırı düşüyor bütün doğrular kulaklarıma. Hayır, olamaz diye söyleniyorum kendi kendime. Bakıyorum nedensiz döküyor ağaçlar yapraklarını. Nedensiz köpürüyor deniz. Nedensiz böyle deli boran rüzgâr. Nedensiz yolunu şaşıran yolcular. Nedensiz akşamların karanlığa düşüşü. Nedensiz ayrılıklar. Her şey nedensiz gidişinle.
Aklıma gidişin düşüyor:
Geçen yılları anımsıyorum, dudaklarımı ısırarak. Bir çilek bahçesinin içinde avuçlarımız ve dudaklarımız kıpkırmızı. Uzun bir vadinin içinde eskiyen taş değirmende eğleşiyoruz. Tavşankanı çay demliyoruz ırmağın gürül gürül sularından. Akşamı yaktığımız dağ ateşiyle karşılıyoruz. Titredikçe birbirimize sarılırken akşamın sessizliğine yetişiyor çekirgelerin korosu. Merak etme ağlamıyorum. Bu hayaller tutuyor beni ayakta diye hayıflanırken, her haliyle sevdiğimi söylüyorum
Aklıma gidişin düşüyor:
Acele hayaller büyütüyorum sanırım. Sanırım daha çiçeğe durmamış mevsimlerde, küçük bir arı olup dallarına konmak istiyorum. Kanatları birbirine takılıyor tebessümlerimin. İçi ıstırap dolu yangınların içinde var olmak kavgası veriyorum kendimle. İnatçı bir kavganın içinde savruluyorum. En kötücül benliğimle hayatı ıslıklıyorum. Gidişini üstüne çöreklenmiş korkularımla, yoksul sevinçlerimle kavgalar ediyorum.
Aklıma gidişin düşüyor:
Sahilde dalgalarla ağlıyoruz. Köpük köpük vuruyor kayalıklara düşlerim. Pare pare dağılıyorum her vuruşunda. Parçalarım uçuşuyor gökyüzünün her karışında. Martılar diyorum ya hani bir zamanlar hep benimle ağlardılar, şimdilerle yalnızlığımın yadigârları. Baksan onlar bizden habersiz ne bahtiyarlar, bir lokma ekmeğinin peşinde. Hatırlar mısın? Hep derim cürümüm bir kum tanesi kadardı diye, işte böyle.
Aklıma gidişin düşüyor:
Hatıralar izimizi sürüyor parmak uçlarından. Yüreğimde tarifi imkansız acılar. Nihayet senin yüreğine ayrık bir cümle olup düşüşümü kutluyor varsıl heyecanların esiri kelimelerim. Eski bir uygarlık gibi yıkılıyor hayallerim. Eski bir uygarlık adı bile hatırlanamayan. Fakat, dağların bağırlarına ektiğim erguvan kokulu aşkım, yüreğimde hala kokusunu salıyor. Yalan yok, seni hala seviyorum…
Adem Efiloğlu
02 Mayıs 2018
Adem Efiloğlu
Kayıt Tarihi : 7.7.2025 15:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!