Kur’an ilkeleri koyar önümüze;
Ancak her şeyi söyler, demedik size!
İnanın “Aklı kullanın” ayetine
Akıl versin Kur’an, ışık tutsun size!
Kur’an’ın rehber olmada yok eksiği;
Her konuda gösterir temel ilkeyi!
Anlatır insana hayatı, gerçeği;
Önde olsun Kur’an, ışık tutsun bize!
Allah nimet verir, kuldan ister emek.
Ekip biçen biziz, ilim irfan gerek.
Kur’an ile her şeye çözüm var demek;
Rehber olsun Kur’an, ışık tutsun bize!
Kur’an ne formül kitabı, ne zanaat...
Bizde iş bölümü ve sorumluluk almak...
Çalışmak gerek, olmaz hazıra konmak;
Çalışın der Kur’an, ışık tutar bize!
Biz her daim kaderde ölçüyü gördük,
Varlık yasalarını da ayet gördük,
Ve bilimi Kur’an’ın tefsiri gördük;
Okuyun der Kur’an, ışık tutar bize!
İnandık ahlak, adalet, meşverete,
Şûra, maslahat, liyakat, emanete...
Yolları gösteren daha çok ayete.
Aydınlatır Kur’an, ışık tutar bize!
“Şûra ve Hayrda yarışın” ayetiyle
Emanet, meşveret, adalet birlikte
Yol verir demokratik cumhuriyete;
Görüş sunar Kur’an, ışık tutar bize!
Halk iradesi hayat verir devlete;
Nüfus yükselip zorlaşınca oy verme
Sandık kurulur ülkenin her yerinde…
Engel değil Kur’an, ışık tutar bize!
Kur’an açıkça buyurmuştur Nebi’ye:
“Zorlama yok” sonu riyakârlık diye!
“Ne bekçi, ne vekilsin” denmiştir bir de;
Bekçi kılmaz Kur’an, ışık tutar bize!
Bu ayetler kapı açar laikliğe;
“Yok zorlama, bekçilik, vekillik din’de!”
Ancak iman yücelir özgür iklimde;
Özgür kılar Kur’an, ışık tutar bize!
Biri “Din’den çıkan öldürülür” derse;
Sorarız; var mı Allah ayetinde?
Var derseniz yalandır Allah indinde;
Doğru söyler Kur’an, ışık tutar bize!
Ayet: “İman edip sonra inkar eden”,
“Sonra inanıp tekrar inkara dönen”
“Ve bunda ileri giden varya...” derken;
Öldür demez Kur’an, ışık tutar bize!
Eğer bahsetmiş olsaydı öldürmekten;
Önce iman edip, sonra olmaz dönen!
Kafadan uydurmayın, konuşun yekten;
Vicdan ister Kur’an, ışık tutar bize!
Daha ilkinde öldürülürse insan
Nasıl ileri gider, düşünün bir an!
Az kafa yorun, olmaz böyle imtihan;
Yaşatın der Kur’an, ışık tutar bize!
Aklın sorumluluğunu gördük dinde!
Siz din aradınız kıl, sümük, sidik de...
Etmedik ihanet akla ve ayete;
Hurafe der Kur’an, ışık tutar bize!
Bir şey demedik Nebi’nin sözlerine;
Ancak siz girdiniz hepten özeline!
Bunlar bir yana, girdiniz cinselliğe;
Haya ister Kur’an, ışık tutar bize!
Hele, kim peygamber “Gaybı bilir derse”
Bakarız “Ben gaybı bilmem” ayetine.
Sonra ret ederiz şeyhe rol biçerse;
Had bildirir Kur’an, ışık tutar bize!
Derseniz namaz vakitleri hakkında
“Musa, Nebi’yi uyarmıştır” Miraç’ta!
Bir tuhaflık yok mu bu aracılıkta?
Soru sorar Kur’an, ışık tutar bize!
Haşa hiç pazarlık olur mu Allah’la?
Haddi aşmak var, bu cesur pazarlıkta(!)
Hem de ölmüş Musa aracılığında?
Bunu demez Kur’an, ışık tutar bize!
Nedir nikah yaşı Hazreti Ayşe’de?
Rivayet değil, sanki açık eksiltme(!)
Dokuz yaş bir yana, altı dendi bir de(!)
Bu olmaz der Kur’an, ışık tutar bize!
Bir de dediniz; yok iklim, yok beslenme;
Hormonlar hakkında hepiniz allame(!)
Hep konuşurken çekersiniz besmele;
Düşünün der Kur’an, ışık tutar bize!
Hepiniz oldu tıpta hormon uzmanı(!)
Bu bühtana yer, gök, yıldızlar ağladı,
Dil utandı, söz utandı, el utandı...
Utanın der Kur’an, ışık tutar bize!
Araplar bahseder kızların yaşından;
Ya doğumdan ya da ilk âdet yılından...
Ahkâm kestiniz bunları anlamadan;
Sapkınlık der Kur’an, ışık tutar bize!
Bunlara inananlar arasından;
Hele çıkarsa üstüne mizah yazan;
Birden yükselir sesiniz, duyar Fizan!
Çelişki der Kur’an, ışık tutar bize!
Nebi’ye verildi cennet kapıları,
Ancak “vekil şeyhler” aldı anahtarı(!)
Sonra dediler: Bizde geçiş hakları(!)
İzin vermez Kur’an, ışık tutar bize!
Cennet şeyhin elinde, hem garantili(!)
Sırat’tan geçerken el verse yeterli(!)
Tapular hazır hepsi de çok değerli(!)
Saçma bulur Kur’an, ışık tutar bize!
Halbuki ne der Ahkâf dokuz ayeti;
Allah elçisi veremezdi cenneti!
Demişti: Ben öyle değilim türedi!
Bilgi verir Kur’an, ışık tutar bize!
Nebi bilemezken bizim akibeti
Şeyhlerin ve gavsların var bir hikmeti(!)
Bilirler iki dünyada akibeti(!)
Yalancı der Kur’an, ışık tutar bize!
İtiraz olmaz Nebi’nin sözlerine,
Ve Kur’an’a, yaratılan ayetlere…
Bu itiraz tüm uydurulan sözlere;
Hep uyarır Kur’an, ışık tutar bize!
Nebi’de mucizeyi inkar etmedik,
Kur’an’a ters düşenlere dikkat çektik!
Ve bu sebeple biz bunlardan çark ettik(!)
Yanlış yok der Kur’an, ışık tutar bize!
Vakti durdurup, gaipten haber alan,
Cenneti bahşedip, Sırat’ta el tutan,
Şeyhlere itiraz ettik, anlamadan(!)
Kanmayın der Kur’an, ışık tutar bize!
Allah uçurmadı peygamberi göğe;
Dedik mağarada bakın örümceğe,
Yunus’a balık, Yusuf’a kervan ile....
“Uçmayın” der Kur’an, ışık tutar bize!
Nebi parmaklardan su akıttı diye
Baktık Kur’an’a, konuştuk ayet ile;
İsra doksanda rastlamadık delile…
Arayın der Kur’an, ışık tutar bize!
Uydurulana hayır dedik bir kere
Peygamber ayetlere ters düşmez diye.
İman ederken Kur’an’da ki Nebi’ye
Soralım Kur’an’a, ışık tutsun bize!
Bunlar ters düşer kitapta yazılana!
Eksik bu olsun, peygambere imanda!
İtiraz ederiz, size uymasa da…
Akledin der Kur’an, ışık tutar bize!
Kur’an’a, ayete iman ettik diye
Biz söyleyeceğiz varınca mahşere!
Değinirken sözlere, mucizelere
Hep bilim der Kur’an, ışık tutar bize!
Bilim Allah’ın mucizesi, anlayın!
Bazen inişe geçin, kafa bulmayın!
Ve düşün yola bir kervana karışın!
İz buldurur Kur’an, ışık tutar bize!
Bulamoğlu yürürken bakın etrafa;
Belki bir kuyuda rastlarsın Yusuf’a!
Hep bakar iken karanlıktan tarafa
Işık olsun Kur’an, ışık tutsun bize!
Pendik/16.02.2022
Mustafa BulanKayıt Tarihi : 11.7.2022 00:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!