Yarın bayram, ilk defa topraktan elini öpeceğim
Arabesk şiirlerimi, tahtadan kılıçlarımla sunacağım
Kardan dostlarımla eriteceğim yüreğimi.
İkinci lale devri
Karanlıkta bir mücevherdir sonbahar
Yaprak yaprak üstüne
Şemsiyesiz yağmurların mevsimi
Sevda kilitleri atılmıştır mazide
İki perdelik oyun
Toprağa çiseleyen fidan
Damlarken her kökü kuyuya
Çağlar toprak, şimdi doğum vakti.
Güneşe gönderiler bakışların uzaması
İklimleri kuruyan kültürler
Akranları popüler kültüre mağlup
Kahramanlarını
Kurtlar vadisinin çarptığı
Bir yudum
Yaprak bırakmak istiyorum denize
Batmayan
Kapatmayın gözlerinizi
Güneş türkülerini söylüyor hala
Dönmüştü mücadelesinden kimi
Satmıştı bir konjonktür uğruna yoldaşı
Bir şeyler vardı bir şeyler eksik.
Gül dünyaya çocuk, koparılmış dilinle
Konuş, infaz edilen umutlarını
Sessizlik kokuşmuşluklarıyla çürürken toplum
Gül dünyaya
Vur tokat’ı yüzlerine.
Güle diken
Yakışır diye mi?
Yoksa
Dokunanın parmakları kanasın diye mi?
Konmuş
Hayallerimdeki kahramanlarım
Tahtadan oyma çocuklardı
Okşadıkça bıçağı
Kanardı yürekleri
Karıncanın didinişi gibi olmalıdır hayat
İnadına umut dolu, vazgeçenlere isyankâr
Zamanın sözlüğünü taşımalı yüreğinde
İnadına emek dolu, paspaslara isyankâr
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!