Sen ki;
Bir manzaraya düşen huzur gibisin,
En tatlı nağmede saklı bir melodi,
Gönülden dökülen zarif bir kelimesin,
Bazen bir bakış, bazen sükûnetin ta kendisi.
Hayalinle yine baş başa kaldım,
Sessizliğin koynunda bir sızı var içimde.
Senden uzakta seni yaşıyorum,
Her nefesin ucunda senin adın gizlice.
Beni duymanı istiyorum sadece,
Etrafım bulanık suretlerle dolu.
Hepsi tanıdık, ama gerçek değil.
Sorular var dudaklarında,
Cevaplarsa pek meçhul.
Bir boşluk var içimde,
Kestel’de boşaldı evler birer birer,
Duman çöktü dağlara, içimizde keder.
Bursa yanarken, Karabük sustu,
Siren seslerinde yankılanır bir kader.
İzmir’de köz var, Uşak’ta yanık iz,
Bütün renklerin solduğu,
Her şeyin anlamsız geldiği,
Sesinin çıkamadığı bir an.
Hayattan umudunun kalmadığı,
Aşka olan inancının,
Atmış kader yine kazığını,
Kaçabilmek mümkün mü?
Söylenmiş bir sürü yalan,
Duymamak mümkün mü?
Bir izdim belki, silindi gitti gözlerinden,
Bir susuş kadar sessiz, bir anlık titreme gibi…
Geldiğin gibi yok oldum, farkına varmadan sen,
Ben içimde kaldım hep, sen kaldın bir “keşke” gibi.
Bir bakıştım belki, gözlerinde solan renk,
Ölüp gideceğim şu gencecik yaşımda,
Arkamda bir iz bırakmadan,
Boynu bükük şekilde gideceğim.
Bir rüzgâr gibi savrulup geçeceğim;
Ne bir taşta adım kalacak,
Hava iyice kararmışken,
Saatler gece yarısını gösterirken,
Hayallerle baş başa kalmışken,
Gözlerin dalıyorsa yine ufka;
Bil ki yine yalnızsın,
Her zaman olduğu gibi, bir başınasın.
Hafif bir rüzgarla eserken notalar kulağımda,
Gözlerimden akarken yaşlar inci misali,
Ve ben yine bir başıma otururken tenha bir sokakta,
Aklımdasın.
Ruhum dans ederken sensizliğin acısıyla,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!