...
aksayan yönlerimiz var
aksayan yerden beslenen ruhumuz ahûzar
aynı kaynaktan çıkagelir
aynı zulmün pençesinde can çekişir acılar
ey gönül bahçesinin etrafından
dolanan duvar
kim unuttu
ahşap kapı koymayı sana
nasıl ördüler seni aralıksız/bir günde
şimdi nerededir seni sen yapan usta...
solan güllerimiz var
susayan, susuz kalan o gövdede
dalımız pareşân
aynı yoklukta var olan
aynı sömürünün elinde esir zaman
ey bülbül kafesinin içinde
hapsolan insan
kim uyuttu seni burada, nasıl güldürdüler seni katıksız
şimdi nerededir seni kul yapan ruhan...
bekleyen sürülerimiz var
yaşayan, yaşadığı sanılan ol cihanda
öyle zor
öyle zordur dağ başında nefessiz kalan
acemi terzi kumaşında dikişsiz
unutulan
ey hevesi kaybolan
kim tuttu seni merada, nasıl sürdüler imamın kayığını başsız
söyle nedir seni geride bırakan temaşa...
vesselam, berisi gerçek, ötesi rüya
yolculuğun başı hangisidir/sonudur veya
bilinmez
ol cihanda yerimiz var, göğümüz var
hiç
kaybolur mu
beyaz bulutlar...
ey insanoğlu insan, sen
sır olma yeter ki
bu havada
bir yere gidilmez denilirse denilsin
o sen değilsin
hiç ulaşır mı denize, akmayan dere...
Bülent Öntaş, 11.06.2025, İstanbul
Bülent ÖntaşKayıt Tarihi : 3.8.2025 18:16:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!