Süküta kavuşmuştu zamanlar, hasretin prangalarında..
Kum taneleri gibi dökülmüştü haykırışlar gönül mahzeninden..
Geçerdi dostlar korkusuzca, ölümün sessiz köprüsünden...
Fırkatin sızısı bırakırdı yüreklerde, derin izler...
Tutsak sevdalarda açardı, mahzun güller......
Kopar beni dalımdan
Ellerinde solayım
Hisset beni ruhunla
Aşkınla mest olayım
Kondur buseni tenime
Adınla süslüyorum
Buğulu camları
Ağaç kabuklarını
Gönlüm mahzun
Yürüyorum
Islak kaldırımlar
Bu yüreğim senin sevgini istiyor
yüreğimdeki alevler bedenimi yakıyor
Cananım bu beden sende yok oluyor
Gönlümün yarası kapanmak bilmiyor
Gözlerim hep seni görmek istiyor
Sisli bir günde başlamıştı aşkımız
Güneş doğmuştu seninle birlikte
Bırakıp gittiğin günden beri
Aramıştım hep aşkımızla, güneşi
İnanmak güç gelir belki sana şimdi
Dargınım sana İstanbul
Yüreğimi yaktın benim
Sevgilim senin koynunda
Saklıyorsun onu sokaklarında
Ne olur İstanbul anla beni
Bir yalan olup gitmişim meğer,
Habersizce silinmişim kalbinden....
Şiirlerim sana hatıra kalsın,
Okuyupta sevdamızı sayıklayasın....
Aşkından yanardı bu biçare,
Ben sevdamı alır giderim
Yeterki sen incinme diye
Benim sevdam senide yakar
Bunu inkar etme sen
Seninle bir gün karşılaşırsak eğer
Ruhumun gecesinde bir güneştin
Aşkımın sevdasında bir yanardağ
Affet beni ne olur sevgili
Seni hep aradım, duramadım
Sensiz bir ömür yaşıyorum
Seni beklerim gecenin siyahında
Yalnızlık olmuş yurdum
Gizemli gelişin maveraya
Vehimlerimi bıraktım gölgendeki kıyıya
Tek başıma çıktım bu yola
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!