Kayıtsızca bak.
Ardında puslu ve ebedi sessizlik,
bir çok çift gri gözdür bu şehir.
Ve kaybet kendini bu efsunlu gözbebeklerinin ırmağında..
Yarım boğar insanı, cinni, meleği bu ırmağın kibri.
Duy sesimi.
Boğuluyorum.
Gözlerimden hayallerin fışkırıyor kan gibi.
Kalbim sende yok oluyor seni isterken.
Bütün cismim titriyor. Eriyor. Buharlaşıyor. Şiirler yazmak bile dindirmiyor özlemini.
Hayatımın mezarındayım adeta.
Kara toprağın bağrındayım. Ne sorgular var burada, ne diyalektikler, ne çıkarımlar!
Sensiz hayatlarda; geçmiş, an, gelecek, zaman bir arada sanki.
Ve bakıyorum geçmişime, biriktirdiklerime, heybemdekilere.
Tadıyorum ânı. Öğreniyorum. Çalışıyorum. Eleniyorum.
Belki görüyorum aynı yerden; geleceğimdeki maviden ateşi; senden kalan, senden gebe yıllardan müteşekkil.
Sana; bir çift ölüme sevdalı göz yetmeyecekse,
Hangi güzel, hangi Leyla, hangi Mecnun kurtarır seni? ....
Sana; patlamaya hazırcasına atan bir kalp yetmeyecekse,
Hangi his, hangi feda, hangi katliam kurtarır seni?
Bir bilinmez, aslında dünya uğruna,
Suçluyum, hem hükümlü;
Kibir kurdeleli makamdan,
Ayaklarından tavana asılmışların görmesi bizleri "aşağıdan",
rekabet denen beyaz adamdan,
görünmez, görünür prangalarla.
Ve yersiz bir iç sıkıntısı basar ruhuna..
Uzaklara uçan siyah kuşların son fısıltısı duyulur..
Odalarda lambalar söner..
Ufka bakakalmak yetmez artık.
Ruhum kusmalardadır ihanetlerini:
Yaradanın gözyaşıdır aşk dedikleri..
Belki boğar ruhunu,
çokça özgürleştirir.
Dünya nam bu kürenin,
tek gerçek musibetidir...
Şakaklarımı dövmekte hayaletinin sesleri...
Gözlerimi açsam da sen varsın kapatsam da.
Bağrım düğümleniyor artık.
Öfkem seninle, hüznüm seninle, sevgim sana, merhametim sen.
Kavuşmak mı sence tek dert?
Tutmak mı ellerini?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!