Hayal gemisiyle geziyordum
Norveç'de piyanist olmuşum
Piyanom buzdan yapılmış
Üstüne minyatürlerle süsler işlenmiş
Büyük salonda, küçük dokunuşlarla
İnsanların ruhlarını okşuyormuşum
Kim demiş!
Sana saygım yok diye
Seni ne zaman nerede görsem
Ruhum hemen ayağa kalkar
Yani,saygıda kusur etmez.
Taş odalardan geçiyorsun
Dilinde güzden kalma bir hece
Bakışlarında hayatın anlamını taşıyan
Çocuk bahçesinin güllerini koruyan
Göğün kuyusundan umutlar çıkaran
Biliyor musun?
Ben sana
Hiç
Ölçüsüz davranmadım
Pardon!
Seni severken
Evinizin önünden geçerdim
Balkona çıkar, bana bakardın
Sen bakınca, ben uçardım
Çünkü bana her bakışında
Sana öpücük kondurmuş gibi olurdum
Bana kaç kez baktığını hatırlamıyorum.
Ömrümün
Sökülüp giden yollarında
Senin sevginle
Örülmüş, hayalindir
Tek tesellim.
Doğumevinde mucize gerçekleşti
Doğan bebek çift cinsiyetli görüldü
Operasyon gerekliydi
Cinsel organın birisi olmamalıydı
Pekiyi hangisi alınmalıydı
Sorunun cevabı aranırken
Ruhunun patikasında
Ağırlaşır adımları
Sözcükler danseder
Okundukça dokunuşları
Saklanınca gecenin perisi
Sabaha açılır,güneşin pencereleri..
Sahipsizdir yazısız aynalar
Korkaktır solmuş tutkular
Kim kime öfkelenir
Her sabah doğan güneşten
Dost değil miyiz biz
Kelebekler vadisinden geliyoruz
Kuş köyünün, kanatlı tarih sokaklarına
Bir çocuk gözyaşı topluyor
Babasının bıraktığı..
Ki..babası çaresiz bir saatin
Kucağına bırakmış yorgun bedenini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!