Alınlarında ter, ellerinde nasır var
Ekmek parasının yorgun savaşçıları onlar
Emeği büyük bütçesi dar
Vatanım, bayrağım der işçiler
İşçi tarlada çalışır, işçi fabrikada
Bir taş vardır
Adı musalla taşı
Son yolculuğa gidenlerin ilk istasyonu
Burada yapılır son ihtiram
Son duruş
Bir lahzada sönen hayat
İnanıyorum Tanrının büyüklüğüne
Böylesine büyük bir eser ancak ona yaraşır
Renk renk oldu gecenin karanlığı
Aramızda sen vardın, ağıt sesleri vardı.
Hadi artık bırak ağlamayı, ayıp erkekler ağlamaz
İlk ağıdın çok hoştu sen ağladın biz güldük
Ufakta kaybolurken güneş
Köyde akşamı seyretmelisin
Her tarafta bir sükut
kafayı dinlercesine
Etrafta kuş cıvıltıları
Kalbi ferahlatırcasına
Nikahta sevinç, nikahta uğur varmış
Mutluluğa açılan pencere işte bu anmış
Bir çift var burada birbirine inanmış
Evlilik gerçek nişanlılık tatlı rüyaymış.
Şu anda atıldı yuvanızın temeli
Bilmem tatmadım ki,
Bir gün sevinçle yatmadım ki,
Günümü gün etmek için,
Helala haram katmadım ki
Bilmem bu dünya yaşamaya değer mi?
Vakit gelince hastaya şifa olmuyor ilaç
Nice zenginler gördüm varlık içinde aç
Tok görünen fakirler gördüm ekmeğe muhtaç.
Türlü cefayla yaşım oldu yarım asır
Geldim gidiyorum, ayağımı actır kör olası nasır
Yokluk kurşun oldu sinemi deldi,
Akıbet ne olacak, bilesim geldi.
Gözlerimden akan sanki bir seldi,
Kader kahretti ölesim geldi.
Yazan öyle yazmış neylersin,
Açmayın çiçekler, kuşlar mahzun ötün,
Yemin ettik, and içtik.
'' Komam bire fransız seni sağ bütün ''
Bu bayrak uğruna biz candan geçtik.
Ata son sözünü söyledi.
Gök gürültüleri fırtınalardan sonra
Gelen baharı
Yemyeşil ağaçları, çiçekleri, kuşları
Gülümseyen yüzleri, dost bakışları
Severim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!