sen çıka geldin…
ben yağmur bekliyordum sen çıkageldin
gökyüzünde kül rengi bulutlar
ve silahımın namlusunda
sürülmeye hazır bekleyen bir şarjör dolusu yağmur vardı
kaçtım senden,
ne yönden estiği belirsiz, bir rüzigardan kaçar gibi
koşar adımlarla, gölgem takib edene dek
sen bir gül;
gök olanca hışmıyla gürlesin
sen bir gün yine gül;
ben hüzün güleyim
sen bir gün bir gül ile gül;
inan ben gökyüzüyle eleleyim…
ben seni leyla diye sevmiştim, sen su rengi bir meridyen oldun.sevdim lakin tüm betimlemeler ister sana ait olsun ister olmasın…
sen camdan bana bak,
ben caddenin ortasında sırılsıklam…
beni ıslatan ister yağmur olsun; ister gözlerin
yada hiçbir şey olmasın.
git gide ve gide gide büyüyen ilkin o küçücük ve daha sonra büyük
Lambanın isinden gel,
sabahın sisinden, yüreğimin içinden,
evrenin gidişinden gel,
ellerimin içinden, bir masalda binbirgeceli evlerin içinden,
gecenin karanlığa girişinden gel…
ay vakti olsun, saatler ding dong vursun,
ben şu hercai nebülozda,
bir big bang bekliyordum.
stephen’in evreninde,
elinde bir tutam kırağıyla
sen çıka geldin.
ben bir aysbergin tam suya değdiği noktada
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!