Merhaba, ben Ahmet Ekinci. Yirmi iki yaşındayım ve edebiyata kendimi altı yıl önce adamış biriyim. Edebiyatımızın büyük şairlerinin eserlerine duyduğum hayranlıkla başladığım şiir okumaları, zamanla kendi şiirlerimi kaleme almaya dönüştü. Yerel edebiyatımızın derinliklerine indikçe, dünya edebiyatı da beni cezbetmeye başladı. Özellikle Fransız ve Alman edebiyatlarına ilgi duymaya ve o yazarların kalemini kendime aşılamaya başladım. Edebiyat yolculuğumda bana ışık tutan isimlerden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Edebiyatımızın usta şairleri İsmet ...
Saat gecenin üç dördü,
aynasızlar dışarıda meşgul.
İçip sızmış bir iki kişi,
geçmişlerini arıyorlar.
Ruhu kırık gençler,
sürükleniyor aynasızlar tarafından.
Elimde demirden bir suçluluk raporu,
yüzümde yasaya ve yöreye aykırı bir yumruk,
Beyanımda özgürlüğüm için yetersiz bir tazarru,
delil olarak insandan doğma bir uyduruk.
Kurulmuş minval üzerine siyah bir sıfat,
konuşmasak yüz tutar buğulu gözlerin,
ne olur uzatma yalnızlığıma ellerini.
yağmurun pencereme çizdiği resmin arkasından,
yoluna ışık tutuyor damlalar.
bir bakıma eksikti bende sendeleyişin,
kalbimden bir aşk düştü, alıp can verdin.
iyi değilim. sessizlik bir çöplük. harap olmuş bir zihnin tesiri altında eziliyorum. tetikte bekliyor ölüm. zincir ile bağlıyım. önemsiz detaylar arasında kayboldum ve sonu olmayan bir karmaşada yaşam sevincimi kaybettim. kederli bir duygu haline büründü bekleyiş. içsel sıkıntılar ile bağlanamıyorum hayata. büyük bir çürüme ile yok oluyorum. yokluk ve yokluk arasındayım artık. üzüntü artık beynimi kaşındırıp aşılamış bir dert oldu ve beni derdest etti. ruhsal sıkıntılarım sesime ateş etti, konuşmanın derin özlemi ile ölüyorum.
Sapı eğrimiş,paltosu gevşemiş,
açlıktan mıdır,imanı gevremiş.
O kor zevklerini bir kenara bırakıp,
hayatını mihraplara devşirmiş.
Anası aktan,babası hasım,
Gençtim,ateşine kapıldım, kül oldum.
elim ayağımı tutmadı henüz yirmilerimde,
nasıl ki yırtık gençliğimin urbasına dolandım,
çerağı sönmüş vasıfsız bir ateşböceği oldum.
Tekmesi sessiz olan kaderin büyük oyunları,
imrek bir çocukluk yaşatmasıyla birlikte,
Susma eylemini kim başlattıysa,
idam edilmeli bu halkın özgürlüğü için.
İçimizden geçirdiğimiz tüm doğrular,
dilimize yoldaş olmuyorsa ne fayda!
Yedi yıl kıtlık da olsa bu cehennemde,
bir adım atmayacak bu halkın beyinleri .
aşırı ve kontrolsüz bir hal aldı ağrılarım. zihnimin işgalinden sonra ruhumu cephe ortasına vurulmuş olarak bıraktım. bedensel takıntımın dışavurumu olarak size savaş meydanında ki ölü askerleri gösterebilirim. onlar çevreleşmiş ve idealleşmiş duygularımın son hali. müptelası oldum kaygıların ve üstüne üstlük saplantıların ruhumu şekillendirmesine izin verdim. infilak içinde yüreğim. içten içe bozuluyor ve çürüyorum. dört bir yana savruldu iradem ayrıca meçhul diyarların hayranı oldu. mahrum bırakılmış münzevi bir insanım artık. kendi sapına takılmış.
çarpıtılmış bir algı gibi seziyorum ruhumu olmayışın altında. ruhumun dengesi ve mutluluğun hali, bilinmeyen taraflarımın taraftarı. benliğim huzursuzluğun doğuşuna sebep ve öte yandan ilham alıyor benden var olmamak. ulvi bir el tarafından yoğrulmadım ve etim bana layık olmayan bir kemiğin üzerinde ev sahibi olmaya çalıştırıldı. kutsal prensiblerin bütününe aykırı bir sanat eseri yaratılmaya ve onuruyla onursuz insanlar karşısında alkış tutulmaya çalışıldım. beni tarif etmeye gücüm yetmiyordu ve ulviyetin mirasçısı olarak bozuldum dünyada,ben dahi bütün bir parça olamadım. yapboz gibi oldum,bozuldum ama geri yapılmadım. dönüşsüzdü bozuluşum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!