Ahmet Dümrül
K.Maraşın Pazarcık ilçesinin,
Küçük Üngüt Köyünde 1948 tarihinde dünyaya gelmişim.
Neye geldiysem bende bilmiyorum.
Köyüm:
Bir çok Anadolu köyü gibi, dağların arasında unutulmuş
Dört yüz beş yüz hanelik bir köy.
Üst yanı dağ alt yanı uzun bir kaya.
Üç dört km. boyunda yatan bir yılan gibi
Yüksekliği yer yer değişir yüz‘le iki yüz metre arası
Kayanın dibinde yem yeşil bir dere.
Yaşayan bir cennet:
Kayanın dibinde bize hayat veren Üngüt suyu akar.
Gözesinin buz gibi suyunu ...
El ele yürüdük güzel günlere
Bırakıp gitmeler hesapta yoktu
Bizim yoldaşlara bizim canlara
Kin yükü tutmalar hesapta yoktu
Güzelik dediğin olmaz zorına
Günümüzde aşklar bir anlık oldu
Yürekte sevenler kurbanlık oldu
O kara sevdalar bir anlık oldu
Daha ne söyleyim daha ne diyem
İnternete görür cepte tanışır
BİZİM KADINLARIMIZ
Anamdır dediğim Anadolu’da
Bu kadınlar bizim kadınlarımız
Güneş ülkesinde güneşe hasret
Bu kadınlar bizim kadınlarımız
Çalğılar çalınsın davular vursun
Türkümüz söylensin neşemiz olsun
Uzaklaşan dostlar yakına gelsin
Hatırını sormaya daha gözüm var
Hangimiz bir ana gülü değiliz
Beni böyle kötü görme
Ben sana düşman değilim
İnancın seni korkutur
Ben sana düşman değilim
İnsana düşman değilim
Bir haberi gelmez bana
Bu ayrılık kıyar cana
Sorana hatırlıyana
Kucak kucak selam söyle
Hasret çektim acı gördüm
Yalana yerin bol Dünya
Kimin olursan ol Dünya
İster böyle ister öyle
Sende belanı bul Dünya
Bana acı vermeseydin
Doğmadan kaderi pazar edilmiş
Varlığı tanımaz yokluk kemirir
Sanki yaşaması nazar edilmiş
Savaşlar yapılmış kanlar dökülmüş
Saltanat sarsılmış düzen yıkılmış
Toprak gibi üretken
ateşten sıcak
sudan sade
güneşten pak
yaradanım tapayımı
Duyğularım buz tutmadan
Ateşim ol güneşim ol
Ömür harcanıp bitmeden
Ateşim ol güneşim ol
Eski devler hesaplaştı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!