1946 yılında Sivas’ın Kangal ilçesinin bir köyünde doğdu. İlkokul sonrası geldiği İzmir’de öğrenimini sürdürürken çalışmak zorunda kalınca liseyi terk etti. Kısa süreli çeşitli işlerin ardından, mesleki bir okul sonrası devlet memuru oldu (1969).11 yıl memur,13 yıl da amir olarak çalışıp toplam beş şehirde tamamladığı görevinden kendi isteği ile emekli oldu (1993).
Yazmaya “Ege Ekspres” ve “Demokrat İzmir” gazetelerinin haftalık sanat-edebiyat sayfalarında başladı (1969-1975). Dünya Kitap dergisinin düzenlediği kitap basım ödüllü 1. Şiir Yarışması’nda birinciliği paylaştı (1993) ve ilk kitabı “Yarayı Dağlamak” yayımlandı. Çalışmaları kesintilere uğrasa da şiirden tümüyle kopmadı. 2013'te son şiir kitabı ''Gül İzi''ni yayımladı.
İki çocuk babası olan şair, yaşamının büyük bölümünü İstanbul ve Ayvalık'ta geçirdi. 70 yaşında yakalandığı ALS hastalığı sebebiyle 24 Nisan 2018'de 72 yaşındayken İstanbul'da hayata gözlerini yumdu. Mezarı Ayvalık- Sarımsaklı'dadır.
 
 
Eserleri
Dönemeç, Hakimiyet Sanat, Bakış, Dünya Kitap, Yeni Biçem, Kıyı, Kavram Karmaşa, Edebiyat Gündemi, Yaba, Şiir Ülkesi, Şiiri Özlüyorum, Agora, BH Sanat ve Afrodisyas Sanat dergilerinde yayımlandı.
Kitapları: Yarayı Dağlamak ve Gül İzi 
Aşkta yarın yoktur sevgili. Zaman ileri doğru değil, içeri, yüreklere, derinlere doğru işlemeye başlar, bilgeleşir. Hiç bilmediği sezgileriyle buluşur. Yükü çok ağırdır, kendiyle buluşmuştur. Hem dışındadır dünyanın, hem de ortasında.
Hindistan'da Ganj Nehri'nin kıyısında yakılan yoksul adamın hissettikleri de onunladır, yitirdikleri de... Newyork'ta, bir sokakta, o kartondan kulübesinde yaşayan kadının çıplak yalnızlığı da. Her şey onunladır, ona emanettir sanki, ama o, çıldırtıcı bir yalnızlık içindedir yine de...
Aşkın kültürlü olmakla, bilgili olmakla da ilgisi yoktur sevgili, kanımıza karışan ilkel acı, o yaban ağrıyla hiçbir kitabın yazmadığı hakikatlere daha yakınızdır, inan...
Kim demişti hatırlamıyorum, aşk varlığın değil, yokluğun acısıdır diye. Belki de bu yüzden ilk gençliğimde, o yoğun aşık olduğum yıllarda, gözüme uyku girmez, dudağımda bir ıslıkla bütün gece şehri, o karanlık, o hüzünlü sokakları dolaşır, insanları uykularından uyandırmak isterdim. Uyanıp, içimde derin bir sızıyla uyanan o derin sancının acısına ortak olsunlar diye...
Aşk çok eski bir şeydir sevgili. Onun içinden o çileli çocukluğumuz geçer. Sevdiğimiz insanların çocuklukları da... Oradan üvey anneler, eksik babalar, parasız yatılılar geçer. Ve sonra aşk bütün bunları alır, daha da eskilere gider, hep o ilkel acıya, o yaban ağrıya...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!