Ahit Şiiri - Turgay Adlım

Turgay Adlım
37

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Ahit


Biz ki, kaderin kalemini dahi tereddüde düşüren bir hüküm idik.
Can ateşinde dövülmüş, ezel suyuna batırılmış bir yemindik.
Öyle bir duruş ki, ne zevalin eli erişir ne de inhitat diz çöktürürdü.
Ne zalimin büyüsü, ne feleğin oyalayan nakışı
çözemezdi bu düğümü.

Lâkin…
O meş’um rıhtımda,
kendi gölgesine bile dargın tekneler vedâlaşırken,
biz ki sükûtumuzu bile bir sır gibi sakınırdık,
bir celâl ayeti gibi indi nazârın çehreme.

Hesabını tutmadık.
Tutamazdık, zira en ağır hakaret bile ne kadar hafif kalırdı
bize reva görülenin yanında.
Hicran şerbetini bir zehir misali içtik,
her damlasında kendi sedâmızı boğarak.

O “kal” emri, dilimin ucunda paslı bir hançer gibi titredi durdu da,
yutkunduk.

Ben ki sükûtumu heybetimin kalesi bellemiştim…
Amma sen,
o tek nazarınla
viran ettin içimdeki hisarı.

Meğer ne çok gedik açılmış bende,
ne çok sızı yalnızca sana adanmış.
Ben ki, secdesi yalnızca Hakk’a mahsus olan bu ser,
senin önünde eğildi.

Hani derlerdi, kirpiğimizden zillet damlası düşmeyecekti?
Düştü.

Yıkıntılarımızdan doğrulup, ismimizi unutuşa gömecektik,
ama şimdi her harabe,
bizim adımızla inliyor.

Ve şu avucuma sızan cerahat?
Bu, hangi muhteşem vaadin çürümüş tortusudur?

Bize cehennemden bahsedilmişti, evet.
Lâkin böylesi dumansız bir yangından,
böylesi mahcup bir çürümeden
kimse söz etmemişti.

Şimdi…
Ne yeminin heybeti kaldı, ne ihanetin tanıdık lezzeti.
Her niyazım,
göğe varmadan bir küfür gibi çarpıyor yüzüme.

Kalbim, evet o can parçası,
artık alnımda silinmez bir damga, bir kara mühürdür.

Ve sen…
takvimi tutulmamış bir hezimet,
şifasız bir illet gibi ruhumdan süzülürken
hiçbir şey oynamıyor yerinden.
Ne bir gazap,
ne bir serzeniş.

Yalnızca:
Hiç kapanmayacak bir yaranın buzdan, ebedî sükûtu.

Turgay Adlım
Kayıt Tarihi : 2.7.2025 23:58:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!