Ey bakışınla darmadağın ettiğin yalnız kalp,
Bir tek bakışınla içimdeki nefsin evi yandı.
Yüzünde güneş gibi bir parlaklık, bakışında gecenin ayı var,
Dışın bahar gibi güzelken, içinde matemden kelimeler gizli.
Gözlerin, ey sevgili, kudretin aynası gibi,
Ona bakan her âşık secdeye kapanır, kendinden geçer.
Her bakışın bir ok, her göz kırpışın bir hançer gibi,
Ben ki daha sen olmadan önce aşkın çılgınıydım.
Ayrılığın düştü yüreğime, her gece içim yanıyor,
Sensizlikte her sabah içimden bir duman yükseliyor.
Bakışların yıktı kalbimin surlarını,
Kendime bir sığınak aradım, ama seni bulamadım.
Gözlerin bir güneş gibi, ben ise yıkık bir yuvayım,
Saçlarının gölgesine sığındım, dert dolu bir yolculuğa çıktım.
Şimdi senin gözlerinden düşen bir harfim yalnızca,
Ne bir cümle kurabiliyorum, ne de suskunluğum geçiyor.
Aşk şarabını gözlerinle sundun, sarhoşum hâlâ,
Her yudumunda başka bir büyü, başka bir rüya gizli.
Halimi sorma sevgili, gözlerim her şeyi anlatır,
Bir bakışınla gül bile yanar, ben nasıl dayanayım?
Gözlerin Bir demet aşk gibi yanar içimde,
Bir yudum suskunlukla boğar beni.
Söz söyleyemem,
Çünkü sözün hükmü gözlerinin yanında yok hükmünde.
Ah o gözlerin…
Bir garip seferin istasyonu gibi,
Ne gelen var, ne kalan…
Ama hep bir vedanın izleri var duvarlarında
Sanki bütün şiirler senin gözlerinden ilham aldı,
Bütün ağıtlar orada sustu,
Bütün sevdalar orada başladı…
Ve bitti.
Ah, o gözlerin…
Bir kefaret gibi duruyor önümde,
Ben her gece o gözlerde işlediğim günahları sayıyorum,
Ve her sabah bir daha affedilmeyeceğimi biliyorum.
Ey yâr, sonunda o deli sevdana düştüm işte,
Bakışınla yok olsam bile, bu kıyamete razıyım…
Yak beni o gözlerindeki kıyametinle...
Kayıt Tarihi : 16.6.2025 02:49:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!