cemreler yola koyulmuşlar
sanıyorlar ki bu kışın da sonu bahardır
halbuki bu yerde
siyahın kutsallığına iliştirilen
daha ne karanlık ayinler vardır
onun içindir ki güneş
her sabah ayaz yüklü bir ışıkla
kimsenin yüzüne gülümsemeden
sadece alışkın olduğu için doğmaktadır
çünkü her seferinde üryan bir rakkasedir gönül
Karia’da aşk meydanı kurulunca
her duygu ağzında bir salya taşıyor
kutsalına tacizden mahkum olan kalplerin
beraat kararı yüzlerine okununca
kim rahmet eyleyecek ki
saklambaç oyuklarında oynaşan tanrıçaların günahına
aşk yurdunun bütün kıyılarını
kibrin korsanları kuşatmışken
son bir sabâ makamından başka bir rızk
inmeyecektir bu kentin sokaklarına
ah Karia!
her çiçekten aşka dair bir koku peyda olurken
sen nergislerin mevsiminde küsüyorsun
üstelik maşukunun kalbini
korkak tanrılarına sunak eyleyince
yağmurlarının dineceğini bekliyorsun
melekler muştularla düşerken yollara
sen surlarını kendi haramilerine kuşattırdın
çektin gökyüzünün bütün perdelerini
şimdi kendi karanlığında üşüyorsun
ah Karia!
giden gitti
bütün aşıklar
Kaf dağının ardındaki ziyafete çekildi
ruhlar uykularını yatırdı selamete
hangi kalp bütün ücralarını açar ki artık
maşukunu katletmiş
virane-i aşk olan bu kente
ah Karia!
ah!
Şahin Kabakuş
10.02.2013 Antalya
Kayıt Tarihi : 10.2.2013 18:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
