Ah istanbul sana nolmuş
Kafam bozuk yüzün solmuş
Gelen giden tezgah kurmuş
Ah istanbul ah istanbul
Ah istanbul çok dertlisin
Nerdeen nereye gelmişsin
Muradına zor ermişsin
Ah istanbul ah istanbul
Taş atarlar ünvanına
Cani dolmuş hanlarına
Nasıl geleyim yanına
Ah istanbul ah istanbul
Korku dolmuş sokakların
Hiç hoş değil akşamların
Ben bu hale şaşa kaldım
Ah istanbul ah istanbul
Altındı toprağın taşın
Çok mağrurdu dertli başın
Dünyalardı hep yoldaşın
Ah istanbul ah istanbul
Kıymışsana namert eller
Seni kıskanmış zalimler
Utanmıyor arsız yüzler
Ah istanbul ah istanbul
Sen her derde ilaç oldun oldun
Gariplere vatan oldun
Umutlara mekan oldun
Ah istanbul ah istanbul
Ölsün sen utandıran
Başın dertten derde koyan
Güzeliğin yakıp yıkan
Ah istanbul ah istanbul
Gezemedim beyoğlunda
Yüremedim Tarabyada
Gönlüm üzgün içim yara
Ah istanbul ah istanbul
Geldim sana seyr eyleyim
Başın dertli ne bileyim
Çok üzgünsün sen bebeğim
Ah istanbul ah istanbul
Vurguncular soyguncular
Yakıp yıkmış yangıncılar
Rand peşinde namuzsuslar
Ah istanbul ah istanbul
Duacıyım sağlığına
Çok muhtacız varlığına
Dayanmam ayrılığa
Ah istanbul ah istanbul
İsmet derki sözüm çoktur
Onursuzda beyin yoktur
Can yakanın sonu yoktur
Ah istanbul ah istanbul
Kayıt Tarihi : 9.12.2011 21:44:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!