Yola çıkmak vakti gəldi
Yaktım manastırı
Yola çıkmak gərəkli
O yol ki sonu okyanuslara çıkar
Umursamızca yürüyorum
Tıpkı cəlladıma güldüğüm gibi
Ayaklarım çıplak
Taş parçaları canımı yakıyor
Tepedeki günəş kavuruyor bədənimi
Tenim soyuluyor
Isıtan beni soğuğunda gecenin
Kafiyesiz yenil sonunda hecenin
Yapılanlar tanımı iken kahpecenin
Aklımda tek bir uğultu var "İntikam"
Yad eyle bir köşesinde beni manastırın
Ne zamandır şaklabanlar
Subay üniforması giyer?
Ne zamandır kışlalar
Saraylara boyun eğer?
Bir zamanlar orduydu
Yerdeyken göğsünde kurşun yarası
Sevdikleriyle çok uzaktır arası
Bırakamamıștır yoktur parası, mirası
Sadece "Şehid oğluyum" diyebilmektir
Savaşıyorum sahte duyguların çöplüğünde
Kazanacağım tüm sahtelikler öldüğünde
Acılar bedenimi parça parça böldüğünde
Melhem oluyor yarama, anıyorum seni
Ruhsuzlar acımadan yaralarken bedeni
Kılıcın keskindi, her daim savaştın
Cihana karşı tek başına yarıştın
Vatan uğruna kana çamura karıştın
Harp etmekten korkma, korkma Türk genci!
Eğer ki kaçarsan ulu ataların utanır
Geç erlerin karşısına yeniden emret
Güzel günler gelecek yalnızca sabret
Elbet yeniden galiptir Mahmut Şevket
Kesme, sonsuza dek yaşasın umudun
İstidbat dirildi diye korkmayasın sakın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!