çirkin yeraltı ölüm tanrısı
afrodit kılığında içiyor zamanı.
gözlerinin içine bakanı taşa çevirecek
medusa, yar suretinde
doğuyor acemi aşığın kalbine.
sümbül'den yola çıkan aldanış
süphan'ın eteklerinde kürtçe
bir şarkıya dönüşüyor.
kaf dağından aşağı buza dönüşüyor.
yaşam, kalbine saplanmış
sülüğün zehirli tatlı şarkısını dinlerken,
ben, yani ölüm
yani yanlış yaşanmış
ve yanlış bir şairin eline düşmüş
tanrının faturası.
metaforlara sığınıyorum, sığdırılıyorum.
oysa hepi topu üç beş küreklik toprağım.
bana ne harcanmış bir aşktan,
başka aşklara cellat olmuş,
dilden dile geçip yalan olmuş
talan olmuş
vadedilen kutsal topraklardan
beter olmuş,
pişmanlığın ağıdından
belki zafer naralarından.
tevekkel değildi meleklerin, tanrıya
adem isyanı.
ademin bir hoş rüya sandığı
havva kabusu.
kabus, usun karanlık kehaneti.
tarihin soytarısına, batı tanrılarının
yüksek bahisli oyunlarına
en büyük ilham kaynağı...
ey kutsal modernizim
ey kutsal aşk yalanı...
sizi harutla maruttan
ruhu karşılığında satın alan,
harutla marutu bir dilber yüzünden
derin kuyulara batıran,
aynı adam
aynı yalan.
öyleyken, anla beni.
kulağıma fısıldanan tatlı zehirli şarkıyı
kanatlarıma zincir bağlayan
cennetten kovduran,
kendi düşümden yoğrulan kadını.
seni.
seni, anla
seni, affet artık...
Kayıt Tarihi : 3.1.2014 23:30:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!