Ayrılığı, sözlerime nakşettiğim bir vakitte
Sensizliğin türküsü, usul naralarım da raks ediyor adolya
Gecenin bağrına yas’lanmış isyan gözlü bir çocuk ağlıyor
Sözlerime prangalar giyiniyorum adolya. Bak unutmayı bile beceremedim seni…
Oysa ben seni gözlerimde öldürüp, küllerini bir ırmağa serpecektim ki bir gülün kokusunu kuşanıp, soluduğum her nefeste kokun ciğerlerime dolsun diye…
İs’e bulanmış kentimin bacalarından tüten yapışkan aşk kokusu, aldığım her nefeste seni unutmamı engelliyor adolya. Sözlerimin bittiği, gözlerinin iç çekişlerle ağıtlar yaktırdığı zamanın amansızlığındayım. Sen gideli hiçbir yıldız ışıtmadı gece’mi.
Tuvallere resmettiğim martı cesetlerini, yüreğimin mavi göklerine uçuruyorum şimdi
Beynimin pıhtılaşmış hücrelerinde dolaşan gözlerin ‘’gitme kal’’ der gibi.
Susmak bin’i aştı avazım çıktığı kadar konuşmak istiyorum adolya. Kemiklerimi sızlatan bu ağrı ‘’hayat’’ olmalı. Ulu orta düşüyorum ya kentine, şimdi görsen beni sanırsın ki deruni bir yangındayım yedi tepe İstanbul’u bile yakarım. Yüreğimin menzilinde pusuya çekiliyor gözlerin. Oysa çoktan yitirmiştim gözlerini bir şiir için…
Kentin mavisi griye boyandı sen gideli.
Şehrinin sokaklarında dolaşırken bir akşamüstü, kandilimin ışığında yalın ayak sana koşuyorum adolya…
Senin için çaldığım o şarkı bam telinden çatlayarak uğulduyor kulaklarımda.
Hüznünü giyinip yağmurun, bir dağın dehlizlerinde kanayarak tükettim sen yanımı adolya
Görmüyor musun gün doğmadan ayrı’lık doğuyor koynuma…
Viranındayken gözlerinin puslu bir bakışla‘’gitme kal’’ demeni bekliyorum adolya..
Engin ufuklara doğru koşmak istiyorum hüzün çıplaklığında. Hoşça kal adolya hoşça kal, belki yeniden kavuşuruz uyanamadığım bir rüyada…
Kayıt Tarihi : 6.9.2011 20:07:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!