Falcı, karma kağıtları hiç
Gizle gerçeği yalanlar anlat
Suni bir mutluluk yeter şimdi bana
Gözyaşı olmayan sevdalar anlat
Kandırma beni yalan söylemeyerek
Bir uğursuz devir başladı, yine yeminler çiğnendi
Çiğnedi yazık! milletin yüce ümidi
Kanun diye yere çalındı en temiz alınlar
Kanun diye, kanun diye, kanun tepelendi
Beyhude şimdi bunca feryat, beyhude figanlar
Ömür denen şu yolda beyhude seneler gördüm
Melek suretlerde ancak yabani sineler gördüm
Biraz aydınlık istedim birazcık ziya, yürüdüm
Her ışığın başında kül olmuş pervaneler gördüm
Yaşamak için çekilen, onca ızdırap
Ne var elde? bundan sonra ne olacak?
Biraz ümide karşılık, sayısız azap;
Biraz mutluluğun sonu, hüsrana uğramak.
Bir meltem, eşsiz bir mavi manzara
Gerisinde duyulmamış binlerce hatıra
O hatıralar ki çıkar karşısına evladın
Yerden bir avuç toprak aldığı sıra
O gün son defa baktı
Göğün maviliğine,
Suyun tadına
Son defa büründü siyahlara
Alnındaki ter soğudu
Paran buğday başağı olsa
Karun evinin uşağı olsa
Dağlar senden aşağı olsa
Adaleti tutamazsın
Irayan aydınlık, ırayan göksel.
Yaklaşan bulut, damla damla zehir.
Zamana çiseleyen bu tane tane
Bu cadı kazanından taşan iksir
Zehriyle ıslıyor
çırpınan
Seninle ne bağımız var ki ?
Nezaket selamlarından başka
Serin bir esinti, cana yakınlığın
Ötesi yok
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!